Aydınlar Üzerine | Jean Paul Sartre

Jean Paul Sartre, 1905 yılında Paris’ te doğmuş yazar ve düşünürdür. Varoluşçu felsefe üzerine roman ve oyunlar yazmıştır. Hayatı boyunca Simon de Beauvoir’ la çalışmıştır. Birlikte kurdukları Les Temps Modernes dergisinde de birçok yazısı yayınlanmıştır.

Aydınlar Üzerine, aralarında beş yıl olan üç konferansın yazılı hale getirilmesinden oluşmuştur. Bu konferanslar 68’ li yıllara denk geldiğinden, dünya üzerinde gerçekleşen devrimsel hareketlerin ortasında amaç olarak aydın kavramının tanımlarından uzak ne kadar da tutarsız olduğunu ortaya koymak amacıyla 1972 yılında yayınlanmıştır.

Birinci konferans: Aydın Kimdir? sorusu üzerinden, aydının durumu ve aydın kimdir konu başlığıyla kitapta bölümlere ayrılmıştır. İkinci Konferans: Aydının İşlevi, çelişkiler, aydın ve kitleler, aydının rolü konu başlıklarında ayrılmıştır. Üçüncü konferans ise, Yazar Bir Aydın Mıdır? Konu başlığı yazılı hale getirilmiştir.

Aydınları, kendisini ilgilendirmeyen şeylere karışan kişidir, şeklinde tanımlamıştır Sartre. Aydının yalnız olduğundan, çünkü kimsenin onu görevlendirmeden vazifelerini kendinin tayin ettiğine değinmiştir. Sartre her zaman özgürlüğe sıkı sıkıya bağlı kalmıştır. Buna sadık kalan, burjuva ve siyasal düzene meydan okuyan ve huzursuz zihne sahip aydının bir o kadar da mutsuz olmayan biri olarak görürüz yazımlarında.

Bir yandan da aydının çelişkilerle dolu olduğundan, bu durumun sosyal durumla ve bilginin işlenmesiyle ilişki içinde olduğundan bahseder. Bu çelişkiyi yaratanın, entelektüeli yaratan aslında egemen sınıftır diye düşünür ve kitabında buna şöyle değinir.

‘’ İşçi ve köylülerin içinde bulunduğu gerçek durum ya sınıf mücadeleleri ‘’ hümanizm’’ adı altında onlardan saklanır. Aldatıcı bir eşitlik kisvesi altında emperyalizm, sömürgecilik, bu uygulamaların ideolojisi olan ırkçılık hep saklanır; yüksek öğrenime adım attıklarında, pek çoğunun kafası daha çocukluk yıllarından itibaren kadınların değersizlikleriyle doldurulmuş durumdadır: Yalnızca burjuvazinin erişebildiği özgürlük kendilerine biçimsel bie evrensellik olarak sunulur: Herkesin oy hakkı vardır vb.’’

Aydının işlevine de değinen Sartre, toplumsal sınıflandırma ve iktidarların uyguladığı sistemlerin yanında egemen sınıfın aydını tanımadığına değinir. Egemen sınıfın var ettiği toplumsal sınıflandırmayla yoksul sınıftan aydın çıkarmayacağından bahseder. Aydının orta sınıftan çıktığını ve onun herhangi bir kararın sonucu olmadığını ama canavarlaşmış bir toplumun ürünü olan bir canavar olduğuna değinir.

‘’Öncelikle kendisine yakıştırılan çelişkili varlığı uyumlu bir bütünlüğe çevirmek için kendi üstünde araştırma yapar.’’

Aydının bir araştırma içinde olduğundan ama bu araştırmanın asla tek yönlü olmadığından bahseder. Aydının çehresi birbirinin tersi ve tamamlayıcısıdır. Gerçek bir aydın burjuvaziye ve egemen sınıfa göre bir isyankâra dönüşmektedir. Entelektüel bir sorundur  egemen sınıf için.

Egemen sınıfın yarattığı bir de sahte aydın olduğuna da değinmiştir. Bu aydınların üst düzey alanlarda alt düzeylerde olduğundan bahseder ve gerçek bir aydın gibi hayır diyemediklerinden bahseder.

‘’Sahte aydın gerçek bir aydın gibi hayır demez; ”Hayır, ama…’’ yı ya da ‘’ Biliyorum ama gene de’’ yi diline dolamıştır.’’

Son bölüme geldiğimizde, yazarlara değinmiş ve yazarların dili, bilgiyi iletmek için kullandığından ve onun sözcükler üzerindeki gücünden dolayı zanaatçi şeklinde yorumlamıştır.

Aydınlara ihtiyacımız var. Fikirlerimizi inşa ettiğimiz, şekillendirdiğimiz aydınların, tek bir disiplin içine hapsolmadan çok yönlü olmalarının bir tesadüf olmayacağının farkında olmamız ve içinde bulunduğumuz dünya ve ülkeyi daha iyi anlamamız için aydınlara ihtiyacımız var.

yorum yap

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

NAZLI IŞIK sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et