”Sanatçının dili yaptığı eserlerdir. Bu bakış açısıyla, bilinçaltımı keşfetmeye çalışarak, gördüğüm rüya ve anlık düşünceleri resim ve heykel sanatıyla birleştirerek kendi sanat dilimi oluşturmaya çalışıyorum.”
1. Sanat anlayışınızdan bahseder misiniz?
Sanatçının dili yaptığı eserlerdir. Bu bakış açısıyla, bilinçaltımı keşfetmeye çalışarak, gördüğüm rüya ve anlık düşünceleri resim ve heykel sanatıyla birleştirerek kendi sanat dilimi oluşturmaya çalışıyorum. Her insanın bilinçaltını keşfetmesini ve kendisini tanıması gerektiği kanaatindeyim. Eserlerime bakan kişinin, kendisinden bir parça bulmasını ve o eseri kendi iç dünyasında yazdığı öykü ile tamamlamasını isterim. Her insan bir dünyadır. Bu nedenle eserime bakan kişinin hayal gücünü sınırlandırmadan eserimle bütünleşmesi en büyük isteğimdir.
2. Yaratımınızı tetikleyen kaynak nedir?
Planlayarak resim yapmaktan ziyade anlık düşünce ve duygularımı, rüyalarımı resmediyorum. Duygularımı yoğun yaşadığım için yaptığım eserlerin temel kaynağı hislerimdir. Hepimizin hayatında kötü ve bezdirici dönemler olmuştur. Önemli olan bu dönemlerde bizi sömürmektense geliştirecek alanlara yönelmektir. Ben her zaman resme tutundum.

3. Kendi açınızdan baktığınızda resim yapmak bir çatışma mı yoksa uyum mudur?
Sanat aslında çatışmadan doğan bir uyumdur. Bu iki kavramın bir arada daha anlamlı olduğunu düşünüyorum. İnsan her zaman kendiyle çatışır haldedir, önemli olan dengeyi sağlamaktır.
4. Gerçeklik kavramı sanat anlayışınızda ne kadar yer kaplıyor?
Gerçek olan tek şey hissettiğimiz duygularımızdır. Sanat anlayışımda önceliğim aklımdan geçeni olduğu gibi aktarmak ve bu aktarımın izleyiciye nasıl geçtiği. Eserime bakan kişinin hangi duygu ve düşünceleri harekete geçiyor? Ona hatırlattığı, aklına gelen bir anısı var mı? Yaptığım resme baktığında üzülüyor mu yoksa onun için hiçbir şey ifade etmiyor mu? Bu aslolan duygular benim için gerçeği ifade ediyor. Herkesin duyguları özeldir. O anda karşımdakine ufakta olsa bir şeyler hissettirmiş olmak benim için yeterli.

5. Eserleriniz hayatın bir parçası olsaydı nerede olurdu?
Kesinlikle en dalgın anımız olurdu. Çünkü en dalgın anlarımızda en derinde bulunan o düşünceleri biraz da olsa aralarız. O derindeki düşünce ve hisleri aktarmayı çalışıyorum.
6. Sizce yaratıcılık bir başlangıç mı yoksa sonuç mudur, açıklar mısınız?
Yaratıcılığı bir başlangıç ya da sonuç olarak görmüyorum. Okumak, araştırmalar yapmak, eskizler çizmek… Bunlar yaratıcılığımızı geliştirmek için faydalandığımız alanlardır. Ama asıl yaratıcılığın sanatçının kendinde bittiğini düşünüyorum. Yaratıcılık bir süreçtir. Doğumdan ölüme kadar olan bir süreç ve devamlı değişim gösterir.

7. Günümüz dünyasına bakıldığında popüler kültürün etkisini eserlerinizde hissediyor musunuz?
Popüler kültüre bağımlı ve sürekli takip eden biri değilim. Aksine fazla insanın aynı alana yönelmesi beni o konudan her zaman itmiştir çünkü o ortamda özgünlüğün olmadığı düşüncesine kapılırım. Sanat anlayışıma ve eserlerime elimden geldiğince popüler kültürü dahil etmemeye çalışıyorum. Haz peşinde değil anlam peşindeyim.
8. Toplumsal dünyanın sanat anlayışınızda etkisi olduğunu düşünüyor musunuz?
Toplumsal olaylara eserlerimde yer vermeyi tercih etmiyorum. Daha çok rüyalarım, psikoloji, duygu ve düşünceler eserlerimin altyapısını oluşturuyor. İnsanların henüz tanışmadığı, bilmediği yanlarını onlara göstermeye yönelik kurgularda bulunmayı amaçlıyorum.

9. Estetiğin güncel söylemi sizce nedir?
Benim için estetik, bir anlam taşıyan, duygu ve düşünceye hitap edendir. Kişi esere baktığında ‘’acaba?’’ diyerek sorgulamaya başlamalıdır. Araştırılan, sorgulanan, merak edilen, düşünülen eserler her zaman dikkatimi çekmiştir.
10. Türkiye’ de kadın sanatçı olmak sizin için ne ifade ediyor?
Türkiye’de sanata ve sanatçıya verilen değerin hangi noktada olduğunu biliyoruz. Bu ülkede kadın olmak bu kadar zorken birde kadın sanatçı olmak gerçekten cesaret ve kararlılık isteyen bir durum. Çünkü eserlerinizi ifade etme tarzınızdan, kullandığınız figürlere kadar birçok ön yargı ve yersiz eleştiri ile karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Toplum her zaman biz kadınları kendi kuralları ile istediği kalıba göre şekillendirmeye çalışmıştır. Biz ise o kalıptan taşmayı bilmeliyiz. Kendi fikir ve düşüncelerimiz, doğru ve yanlışlarımız olmalı. Kendi hayatımıza kendimiz yön vermeli ve ne kadar güçlü olduğumuzu asla unutmamalıyız. Kadınların zincirlerini kırarak ne kadar başarılı olabileceğini kanıtlayan örneklerden olmak istiyorum.







ZÜLAL CANGİ KİMDİR?
1997 tarihinde Ordu’da doğdum. 2007-2008 öğretim yılında Bilim Sanat Merkezi’nde resim alanında yapılan yetenek sınavını kazanarak eğitim almaya başladım. Sinop İMKB Güzel Sanatlar Lisesi resim bölümünden alanda 1. okulda 3. olarak mezun oldum. 2016 yılında Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi resim bölümünü kazandım ve 2020 Haziran ayında fakülte 1.si olarak lisans eğitimimi tamamladım. Şu anda aynı üniversitede tıbbi illüstrasyon alanında Yüksek lisans yapmaktayım.