”Resimlerim, doku, renk ve sürrealizm bir arada barındırıyor. Resim düzlemi üzerinde soyut ve rahat çizgilere yer verdiğim çalışmalarda birçok şeyin aynı anda bir arada etkileşimli bir şekilde varlık bulmasını istiyorum.”
1. Sanat anlayışınızdan bahseder misiniz?
Hiçbir zaman tek bir sanat anlayışına bağlı kalmak tercihim olmadı. Eklektik olmayı benimsiyorum. Bunu karışık teknikteki renk, doku ve pentürün yoğun olduğu resimlerimde de, kalp, kuş gibi kendi içinde metaforlar barındıran imgeleri kullanarak ele alıyorum. Dolayısıyla, sanatsal üretimlerimi tek bir anlayışa indirgeyemem. Sanatsal anlayışımda soyadım gibi renkçi bir anlayışı benimsiyorum. Renkleri seviyorum. Canlılıkları beni kendine çekiyor. Renklerle birlikte, dokuyu da tercih ediyorum. Renk ve dokunun abartısı beni hep cezbetmiştir. Kendi içsel dünyam ile birlikte, ele almaya çalıştığım şey, toplumsal bir meseleye de referans veriyor. Sanat anlayışımda kendi sürreal dünyamı ve plastik olanı ele alıyorum. Resimlerim, doku, renk ve sürrealizm bir arada barındırıyor. Resim düzlemi üzerinde soyut ve rahat çizgilere yer verdiğim çalışmalarda birçok şeyin aynı anda bir arada etkileşimli bir şekilde varlık bulmasını istiyorum. Sanat anlayışımda, soyut, soyutlama, dışavurumculuk, sürrealizm ve hatta kullandığım atık malzemelerden ve renklerden ötürü pop sanat etkisi olduğunu da söyleyebiliriz.
2. Yaratımınızı tetikleyen kaynak nedir?
“Alışkanlık” olması. Sanatsal üretimlerimi düzenli olarak ortaya koymak benim için alışkanlık ve vazgeçilmez bir durum haline gelmiştir. Bu durumun çalışmamı tetikleyen başlıca kaynaklardan biri olduğunu söyleyebiliriz. Sanatsal üretim öncesi, çevremde gördüğüm herhangi bir şeyden ilham alır, etkilenir, bunun hakkında fikir üretir veya o şeyi sanatıma nasıl uyarlayacağımı düşünürüm. Bunun bir uzantısı olarak da, bir ağaç, bir film, bir anı, bir kitap, bir nesne hatta bir çöp bile sanatsal üretimlerime bir kaynak olabilir. İnsana, yaşama ve doğaya ilişkin her şeyden ilham almak mümkün benim için. Bunun daha çok içsel bir durum olduğunu söyleyebiliriz.

3. Kendi açınızdan baktığınızda resim yapmak bir çatışma mı yoksa uyum mudur?
Resimden resme, üretimden üretime değişir bu durum. Bazen belli bir resim üzerinde çalışırken o resimle çatışırsınız. Bu çatışmada, renk vardır, doku vardır, imgeler, kompozisyon veya estetik kaygılar vardır. Buna zıt olarak bazen de, çalışırken resmin içinde kaybolursunuz ve resim bittiğinde bir düşten uyanırsınız. İlham ve motivasyonun etkisiyle, çalışırken zaman nasıl geçmiş anlayamazsınız. Çatışma ve uyum esasen üretim süreciyle, ilham ve istekle, ruh hali ile alakalı bir durumdur.
4. Gerçeklik kavramı sanat anlayışınızda ne kadar yer kaplıyor?
Benim resimlerimin gerçekçiliği, o resmin samimiyetidir. Duyguların bir dışavurumu olarak sanatçının içsel olanı tuvale tüm dürüstlüğü ile kendi gerçekliğini aktarmasıdır. Gerçeklik ve samimiyet ile izleyiciyle kurulan bağdır.

5. Eserleriniz hayatın bir parçası olsaydı nerede olurdu?
Ruhumdan bir şeyler aktardığım tüm üretimlerim hayatımın merkezinde yer alıyorlar. Birçok sanatçı gibi ben de resimlerimi çocuklarım olarak görüyorum.
6. Sizce yaratıcılık bir başlangıç mı yoksa sonuç mudur, açıklar mısınız?
Yaratıcılık, yaptığın işte sürecin önemli bir parçasıdır. Hatta bazen tüm süreci kapsar. Yani, hem başlangıç hem de sondur. Bazen ise başlarken gereklidir, bitirirken de en iyi şekilde sonuçlandırmaya yardımcı olur.

7. Günümüz dünyasına bakıldığında popüler kültürün etkisini eserlerinizde hissediyor musunuz?
Elbette. Tüketim ve bilgi çağında yaşıyoruz. Dünya, tüketim metalarıyla sarılmış bir düzenin içinde. Her yerden çıkan reklamlar, imajlar, videolar, bir şekilde hayatımızı kaplamış durumdalar. Bunlardan kaçış yok. Dolayısıyla etkisini hissetmemek de mümkün değil. Sanat ve toplum iç içedir ve ilintilidir. Popüler kültür de, yaşamın kendisi haline gelmiştir. İçinde barındırdığı kültürel öğeleri ve metaları tüketmeye davet eder. Ben de üretimlerimde, teknik olarak tüketim metalarını, atık nesneleri, popüler kültür öğelerini vb. gibi bana ilham veren sıra dışı her tür nesneyi çalışmalarımda ele alıyorum. Bazen direkt malzemeye çok müdahale etmeden kullanıyorum, bazen ise boyayla veya plastik malzemelerle müdahale ile yapısını değiştiriyorum ve tuval zemininde kolajlar ve dokular olarak yer alıyorlar.
8. Toplumsal dünyanın sanat anlayışınızda etkisini olduğunu düşünüyor musunuz?
Elbette. Geçmişten günümüze kadar olan her çağda, sanatçı toplumunun izlerini taşımıştır, taşımalıdır da. Bir önceki soruda da belirtildiği üzere, sanat ve toplum iç içedir. Sanatçılar yaşadıkları çağdan, toplumdan etkilenmişlerdir. Çünkü sanat eseri, bir eleştiridir ve toplumsal bir eleştiri ortaya koyar. Sanat tarihçisi Selçuk Mülayim’in Sanat Sosyolojisi Girişimleri adlı makalesinde şöyle söylüyor: “ ‘Sanat, sanat içindir’ dendiğinde bile, sanat, kökeninde toplumsaldır. Çünkü, sanatçının bireyselliği de tarihin belirli bir aşamasında toplumsal bir fonksiyon olarak ortaya çıkmıştır.” (Mülayim, 2012: 102).[1]
[1] Mülayim, Selçuk, (2012). “Sanat Sosyolojisi Girişimleri”, Sanat Tarihi Dergisi, 21(1), s. 97-109.

9. Estetiğin güncel söylemi sizce nedir?
Günümüz sanatında estetik, sanatçıya ve yapıta göre değişim gösterir. Çünkü estetik, duyularla ve algılarla elde edilir. Duyular ve algılar ise kişiden kişiye farklılık gösterir.
10. Türkiye’ de kadın sanatçı olmak sizin için ne ifade ediyor?
Bence, üretim anlamında kadın veya erkek sanatçı olmanın bir farkı yok. Önemli olan sanatçının ne yaptığı, ne ürettiği ve kendisini ne kadar geliştirdiğidir.
Sanat piyasasında ise, kadın olmanın günümüzde şöyle bir dezavantajı var. Birçok sektörde olduğu gibi, sanat camiasında da kadın sanatçıların eserlerine uzun soluklu olarak bakılmıyor. Bu anlamda, bazı koleksiyonerler kadın sanatçılardan eser alma konusunda tereddüt yaşayabiliyorlar. Çünkü doğurganlık, kadın kimliği ve önceliklerinin değişebileceği düşüncesi burada önemli bir etken olabiliyor.


TUĞBA RENKÇİ TAŞTAN KİMDİR ?
1987/Nevşehir. 2009 yılında Gazi Üniversitesi Resim Öğretmenliği’nden mezun olan sanatçı, 2011 yılında İngiltere’de University for the Creative Arts (UCA), Master of Arts (MA)’da yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. 2018 yılında ise, Sanatta Yeterlik eğitimini Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Resim Anasanat Dalı’nda tamamlamıştır. İstanbul, Ankara ve Bodrum’da olmak üzere beş kişisel sergi gerçekleştirmiş, yurtiçi / yurtdışında çeşitli karma sergilere ve uluslararası sempozyumlara katılmıştır. 2013 ve 2018 yılları arasında Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi, Bileşik Sanatlar Anasanat Dalı’nda Araştırma Görevlisi olarak çalışmıştır. 2019 yılında, İstanbul Ayvansaray Üniversitesi; Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi, Görsel İletişim Tasarımı Bölümü’nü kurmuş, eğitim-öğretim planını geliştirmiştir. Halen, aynı bölümde Dr. Öğr. Üyesi olarak çalışmaktadır.
rastgele boya. adına da sürreal de. çok iyi değil mi ya.
Sanatsal bilginiz nedir?