Rönesans döneminde tamamen bağımsız sanatçı kavramı ile günümüzdeki güzel sanatlar gibi bir tablonun karşında haz deneyimleme estetik kavramı yoktu. Rönesans’ ta birey ön plana çıkmış sanatçı dini konular işlerken bir yandan gelen sipariş işleri yapmaktaydı ki bu konuda da kendi estetik tasarımını gerçekleştiremezdi.
- ve 16.yy.’ da Alberti ile taklit ve ideal oran anlayışı devam etmiş, 15.yy’ ın ortalarına gelindiğinde bir nebze estetik beğeniden söz edilir hale gelinmişti. Rönesans döneminde çok az kişi günümüz bağımsız estetik tutumla ilgilenmekteydi.
Zanaat ve sanat ayrımı henüz yapılmamış, fakat modern öncesi olarak teknik hayal gücünden ayrılmaya, biçim ve işlev birleştirilmeye başlanmıştı. Modern öncesinin sadece bir belirtisi dememiz daha doğru olacaktır. Bu dönemde Michelangelo’ nun son dönemlerinde ortaya çıkardığı işlerinde ideal olanı bozmaya başlamıştı. Bu da yeni bir yönelimin oluşmasına zemin hazırlayacaktı.
1520’ lere geldiğimizde ilk modern sanat hareketi diyebileceğimiz Maniyerizm ile karşılaşıyoruz. Maniyerizm, üslupçuluk demektir. Rönesans’ ın değerlerini devam ettirmiş fakat biçimde farklılaştırmaya gitmiştir. Klasik üsluptadır, fakat kurallı oran ve ölçüleri bilinçli olarak bozmuştur.
Yenilik arayışı modern dönemin kapısını aralamıştır. Rönesans’ ın dinginlik, uyum gibi biçimsel özellikleri dışında olağan dışının peşine düşmüş ve bireyselleşmeyi yoluna girmiştir. Maniyerist resim aynı zamanda ışık kullanımını da bozmuş ve kaynağı belli olmayan ışık kullanmaya başlamıştır. Böylelikle Rönesans ve Barok arasında bir geçiş sürecidir.
Maniyerist heykelde ise insan vücudu en zorlayıcı duruşlarla işlenmiştir. Mekan artık dini ya da kamusal alan değil özel malikanelere yapılan siparişler olmuştur. Din dışı, mitolojik konular işlenmiştir. Giovanni’ nin Uçan Merkür Heykeli buna örnektir.
E.H.Gombrich bu konu hakkında şunları söylemiştir:
‘’Özellikle Michelangelo kimi zaman, her türlü geleneği korkusuzca bir yana itmiş; daha çok mimaride, kendini içinden gelene ve hayallerine bırakarak, klasik geleneğin kutsadığı kurallardan sıyrılmasını bilmiştir. İlk yapıtlarının eşsiz yetkinliğiyle yetinmeyen bir deha imgesi yaratarak ve hep çılgıncasına yeni yöntemler ve anlatım yolları peşinde koşarak, sanatçıların “kaprislerine” ve ”buluşlarına” halkı o alıştırmıştır bir bakıma.’’
Maniyerizm’ in özelliklerine gelirsek sanatın tanımı artık bir konu olmaya başlamıştır. Nesneden özneye geçiş dönemi başlamış ve sanatçının ruhsal yapısının sanata tezahürü ile sanatçının ortaya koyduğu nesne arasında bir iletişim davranışı gerçekleşerek çağdaş dışavurumculuğunda ayak sesi olmuştur. Bu değişimin hepsi bilinçli olarak gerçekleştirilmiştir. Buna rağmen batı sanatında dini baskı devam etmektedir.
İtalya’ dan sonra Fransa Fountainebleau Okulu ile gelişmiş, Belçika, Hollanda ve İspanya gibi ülkelere sıçramıştır. İspanya’ da dönemin en önemli sanatçısı El Greco’ dur.
El Greco Yunan asıllı bir sanatçıdır. El Greco Yunanlı anlamına gelen takma adıdır. 1565 yılında Venedik’ e gitmesiyle buradaki sanattan çok etkilenmiş; özellikte Tizziano ve Michelangelo’ nun etkisinde kalmıştır.
Toledo’ daki ilk büyük çalışması Meryem’ in Göğe Yükselişi ile bütüncül bir plastik etki yaratmıştır.
Kompozisyon anlayışı olarak Rönesans sanatı özelliği taşırken biçim olarak tamamen Maniyerist bir üslup takınmıştır.
El Greco’ nun ressam olarak en önemli özelliği, çok sayıda kültürle iç içe olmuştur.
Hepsini özümseyerek kendi üslubunu ortaya çıkarmıştır. Agresif fırça ve biçim kullanımı, dönemin ustalarının aksine
soğuk grimsi mavi ve yeşil tonlarla mistik havayı yakalamıştır.
Barok Sanatı
17.yy da İtalya’ da ortaya çıkmıştır. Barok sözlük anlamıyla ‘’ Şekli düzgün olmayan inci’’ anlamında, mecazi olarak ise’’ Tuhaf, gülünç, tutarsız’’ anlamına gelir.
Barok bir dönem çok bir kronolojidir. Her klasik dönem sonrası Barok çağ olmuştur. Gösteri tutkusu bu döneme egemen olmuştur. Abartı sayılacak özellikler taşıyan bu üslup söz sanatlarından retorik ile ilişki içindedir. Resim sanatında ressamlar, kütleleri ve hareketi betimlemeye yönelik ışık gölge kullanımı gerçekleştirmişlerdir. Açık kompozisyon ve derinlik algısına geçilmiştir.
Dinsel mitolojik konuların yanı sıra artık manzara, portre, iç mekan günlük hayat resimleri de görülmektedir.
Barok Sanatçıları;
Michelangelo Merisi da Caravaggio
Giovanni Lorenzo Bernini
Georges de la Tour
Nicolas Poussin
Claude Lorrain
Peter Paul Rubens
Anthony van Dyck
Frans Hals
Rembrandt Harmenszoon van Rijn
Jan Steen
Jacob van Ruisdael
Jan Davidszoon de Heem
Johannes Vermeer
Diego Rodríguez de Silva y Velázquez
Francisco de Zurbarán
Bartolomé Esteban Murillo
Caravaggio, önemli Barok sanatçılarındandır. Resimlerinde dinsel ve mitolojik konuları güçlü bir ışık gölge karşıtlığıyla yansıtmıştır.
Caravaggio, döneminin aksine model kullanmadan konuyu doğrudan tuval yüzeyine yansıtıyordu.
Resimlerinde rönesansın getirisi doğalcılık devam etmiş, biçim ve renkler nesnel bir şekilde tanımlanmıştır. Dramatik yapı figürlerin hareketlerinde ve kompozisyonda yarattığı düzendir.
Velazquez, İspanya’ nın yetiştirdiği ünlü ressamlardandır. Doğalcılık anlayışı devam eder, fakat simgecilik üslubunu düşünsel bir sentezle günlük hayat sahneleri şeklinde bize sunar.