”Ben kadın imgelerini, reklam panolarını, kadının tarihini araştırıyorum. Gündelik yaşantımızda çoğumuzun sıklıkla yaptığı, taşıdığı, giydiği şeyleri ,hem kalabalık hem de ıssız ortamları, normalleşen söylemleri ve başımı nereye çevirirsem çevireyim aynı kişileri gördüğüm insanları gözlemliyorum.”
1. Sanat anlayışınızdan bahseder misiniz?
Dünyanın farklı coğrafyalarında yaşayan kadınlar bir çok alanda nesnelleştrildiğinden dolayı kadınlar özünü bulamaz hale geliyor. Bunun temel sebebi toplumun eril egemen düşüncesini benimsemiş olmasıdır. Ben kadın imgelerini, reklam panolarını, kadının tarihini araştırıyorum. Gündelik yaşantımızda çoğumuzun sıklıkla yaptığı, taşıdığı, giydiği şeyleri ,hem kalabalık hem de ıssız ortamları, normalleşen söylemleri ve başımı nereye çevirirsem çevireyim aynı kişileri gördüğüm insanları gözlemliyorum. Bu gözlem aşamasında kadının estetik bir obje olarak algılanması durumunun geçmişten günümüze değin süregeldiğinin sonucuna vardım. Bu durumu en iyi şekilde ifade edebilmek için bir arayış sürecine girdim. Yaptığım resimlerde de kadının özünün gizlenmesini, nesneleştirilmesini ve görünenin öz olarak algılanmasını sorunsallaştırdım. Hakikat kelimesi yitiriliyor yerini sahtecilik alıyor. Dolayısıyla sahte gerçekliğin nesnelleşmiş görüntüsü ile baş başayız.
2. Yaratımınızı tetikleyen kaynak nedir?
Yaratımımı tetikleyen temel kaynak; dünyada olup bitenlere, özellikle beni aşırı etkileyen durumlara karşı sessiz kalmamak, O zamanlarda içimde hep bir huzursuzluk oluyor ve içimdeki bu huzursuzluğu resim yaptıkça azaltabiliyorum.

3. Kendi açınızdan baktığınızda resim yapmak bir çatışma mı yoksa uyum mudur?
Resim yapmak bence bir çatışma sürecidir. Toplumla ve kendimizle olan bir çatışma…Çatışmanın bittiğini düşündüğümüz anda bir başka çatışma ile karşı karşıya kalırız.
4. Gerçeklik kavramı sanat anlayışınızda ne kadar yer kaplıyor?
Resimlerimin, çalışmalarımın, araştırmalarımın temelinde benim gözlemlediğim ve içimde sorunsallaştırdığım nesnelerin gerçekliği ve hakikat olanı yer almaktadır.

5. Eserleriniz hayatın bir parçası olsaydı nerede olurdu?
Resimlerimin hayatta yer aldığı yerler reklam panoları vitrinler vb. olurdu. Ancak ben bu gösterilenin aksine onları karanlık nesneler dünyasında olduklarını belirtiyorum. Bu sebeple Eserlerim değişen toplumun geçmişine, bugününe ve yarınlarına gizlenen gerçekliğin bir parçası olurdu.
6. Sizce yaratıcılık bir başlangıç mı yoksa sonuç mudur, açıklar mısınız?
Yaratıcılık bir başlangıçtır. Çünkü yapılan bir çalışma bir diğerine ışık tutar; bu durum bir döngü içerisindedir. Sonuca ulaştığını düşündüğümüz an bir başka yaratımın başlangıcındayızdır.

7. Günümüz dünyasına bakıldığında popüler kültürün etkisini eserlerinizde hissediyor musunuz?
Her zaman bilindiği gibi her sanatçı ve sanat eseri kendi döneminden izler taşır, kendi dönemini yansıtır. Popüler kültürle birlikte insanlar gösteri açlığıyla kudurmuş bir topluluk haline gelmektedir. Hareketler, konuşmalar bir rol, kıyafetler birer kostüm, gidilen mekanlar filme göre değişkenlik gösteren yerlerdir. Her şey gerçekliği, nitekim özünü gizliyor. Guy DEBORD’un dedigi gibi “yaşanılan bir sey değil seyredilen bir şeyin içerisindeymişiz gibi. Tüm bunlardan etkilenmemek eserlerimde hissetmemek benim için çok zor…
8. Toplumsal dünyanın sanat anlayışınızda etkisini olduğunu düşünüyor musunuz?
Diğer sorulardaki cevaplarımdan da anlaşılacağı üzere toplumun bir parçasıyım çalışmalarım ve sorunsallaştırdıklarım toplum ile doğrudan veya dolaylı; yadsınamaz bir ilişki içerisindedir.

9. Günümüz dünyasına bakıldığında popüler kültürün etkisini eserlerinizde hissediyor musunuz?
Estetiğin tanımı tarihsel süreç içinde değişime uğramıştır. Her dönemde yapılan estetik tanımın başlıca sebebi sosyo-ekonomik nedenlerdir. Çağdaş sanat yaklaşım kuramcıları da (Hal Foster, Wofflin, Shiller Deleuze…) birçok sanat kuramcı ve teorisyen bu tanıma açıklık getirmeye çalışmıştır. Genel olarak sanat kuramcıların söylemleri sanat disiplinlerinin iç içe girdiği, avangart sanatın sonu, resmin sonu, temsilin sonu, sanatın sonu gibi söylemlerle bu tanıma açıklık getirmişlerdir. Estetik; biçimsel anlamdan çok içerik ve hakkında olma ile ilgilidir. Sonuç olarak 18. yy dan bu yana değişen estetik ortam ve üretime göre değişiyor. 18. Yy da kabul edilen estetik günümüzde estetik olarak görülmeyebilir. Bu tam tersi de olabilir. Estetik 18. yy da sistematik bir alan kazandığından bu yana bütünsel anlamda sanat piyasasında kabul gören, genel geçer estetik beğeniler varken 1945 ten bu yana bu bütünsel yapı parçalanarak bölük tanımlar yer aldı. Bu nedenle estetik tanımı söylemler haline geldi. Benim söylemime göre estetik gerçek olandır.
10. Toplumsal dünyanın sanat anlayışınızda etkisini olduğunu düşünüyor musunuz?
Kadın; geçmişten günümüze sanatta, felsefede, siyasette, dergilerde, medyada sürekli olarak ele alınmaktadır. Geçmişte de belli kalıplara yerleştirilmeye çalışılan kadın; modern toplumla birlikte de var olan kalıpların üstüne tüketen, tüketilen şeklinde kalıplara oturtulmaya devam ediyor. Sanat eğitimi ve resim sanatı alanında lisans düzeyinde eğitimini tamamlamış bir kişi olarak kendimi ressam ve sanatçı olarak kabul ediyorum. Bir kadın ve sanatçı olarak cinsiyet eşitsizliğini bir sorun olarak kabul ediyorum. Yaşanılan toplum eril egemen bir toplum temeli üzerine kurulmuşsa bu durum izlerini sürekli taşır. Bu nedenle kadınların mücadelesi günümüzde devam etmektedir. Kadın sanatçı olmakta bu direnişin bir parçasıdır.

ÖZGE SALDIRAY KİMDİR?
1996’da Hatay/Antakya’da dünyaya geldi.2014’te Hatay Bedii Sabuncu Güzel Sanatlar ve Spor Lisesin de ortaöğretimini tamamladı. Çukurova Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitim Bölümü Ana Bilim Dalı Resim-İş Öğretmenliğinde lisans eğitimine devam ederken 2016’da bir yıl Farabi değişim programıyla Dokuz Eylül Üniversitesi’nde okudu, ardından Çukurova Üniversitesini tamamladı. Şu anda Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Güzel Sanatlar Fakültesi Sanat ve Tasarım Ana Sanat Dalında Yüksek Lisans eğitimine devam etmektedir.
Katıldığı çalışmalar
“Temsili Yıkmak: Deleuze’ün Resim Ontolojisine Bir Giriş”adlı makale (Uluslararası hakemli Beytulhikme Dergisi)
International Virtual Engravist Printmaking Bienal 2020
Belirli-Belirsiz Sanat Etkinlikleri’nden “Belirli-Belirsiz Üzerine Bir Üst Çalışma” 2019
Seyhan Soroptimist Kulübü ve Çukurova Üniversitesi İşbirliği ile Karanlığı Aydınlatan Kadınlar Enstelasyon Projesi 2019
Çukurova Üniversitesi II. Uluslararası Sanat Araştırmaları Sempozyumu (Çalıştay) 2018
MEB, Hatay Anayazı İlkokulu Erasmus Projesi “Dostluk” Temalı Resim Dersleri (Eğitmenlik) 2018
Ödüller
- Adana Ressamlar Derneği Resim Yarışması Mansiyon 2017
-
Bahattin Tatış Resim Yarışması Jüri Özel Ödülü 2018
Sergiler
“Mümkün Olmayan Resim” Uluslararası Resim Sergisi, 2021
“Flores” Encounter of Plastic Arts Exhibition, Costa Rica, Venezuela and Italy , 2020
“Hatay Yaz Karması” Karma Resim Sergisi,2020
OAP International Multidisciplinary Online Art Exhibition 2020
Internatıonal onlıne2020
Post Art Sonbahar Online Resim Sergisi,2020
“Hatay’da Buluşma” isimli Karma Resim Sergisi,2020
- Uluslararası Eğitimde Yaratıcı Drama Kongresi Sanat Sergisi 2020
Uluslararası “Gençliğin Çizgisi” Karma Resim Sergisi,2020
Uluslararası “Sesim Geliyor mu? ” Sanat Etkinliği, 2020
Dünya Sanat Gününde Dünya Evde Online Uluslararası Resim Sergisi,2020
Sanat Bir Güne Sığmaz İsimli Uluslararsı Resim Sergisi,2020
Sanat Sınırları Sevmez Uluslararası Resim Sergisi,2020
Mail art project “Landscapes” (remembering Silvano Drei) Exhibition, İtaly, 2019
II. Uluslararası Posta Sanatı (Distopya) Sergisi, 2019
Uluslararası Kağıt İşler Sergisi, 2019
Koridor Sergileri 1, 2018
15.Türkiye Üniversite Öğrencileri Arası Resim Yarışması Sergileme, 2018
2.vUluslarası Posta Sanatı Yarışması, 2018
14.Türkiye Üniversite Öğrencileri Arası Resim Yarışması Sergileme, 2017
Karnavalın Renkleri Seçme Sergi, 2017