Sade bir yaşam için odaların kullanımı çok önemli bir yer tutuyor. Odalar; çalışma odası, oturma odası, yatak odası, atölye, mutfak bütünde bakıldığında bu kadar. Mutfak bölümü için ayrı bir yazı olacak. Yığılma sorununu en çok yaşayan oda genelde dolap olan odalardır. Bu duruma sebep olan biraz toplumsal baskılarla fazla eşya doldurma sendromu. Örnek olarak yeni evlenecekleri ve bu yola adım atacaklara bakalım. Bu durum referans aldığım kitapta yok, çünkü bizim kültürümüzde bu işler biraz farklı. Koca koca ev setleri şeklinde bu çiftleri dolduruşa getiren güzel reklamlarımız ve ”Az eşyası mı var, desinler” zihniyetini yaşayan tanıdık laf salataları ile bir baskı altına giriyorlar. Bu baskı sonucu yıllarca ödenmek zorunda kalınan taksitler içinde ve birçok eşya dağıyla bir yükün altına giriyorlar. Bu olayın en başı, bunu eve çıkacaklar ya da uzun sürekli eşya değiştiren hanımefendiler ve beyefendiler de üstlerine alınabilir.
Minimal bir yaşam için tüketime gerek yok, azaltın yetiyor; bağışlayın, hediye edin, satın. Böylelikle havadar alanlara ve fazla temizlik ile uğraşamayarak gereksiz enerji harcamanıza neden olacak bir çok şey ortalıktan kalkacaktır.
Kendi evimde oturma odamda oturacak iki koltuk, bir halı, yemek masası var; çalışma odamda bir kütüphane( kitaplarımı kimseye veremem, paylaşmam :D), bir en sevdiğim sallanan sandalye, halı gerek yok, Yatak odamda bir yatak var, halıya gerek yok, dolap gömme dolap vardı almadım. Atölye bölümünde zaten yerde resim yapmayı seviyorum ve o yüzden sadece bir orta sehpa, boyalarım, tuvallerim ve kardeşimin diktiği iki minder var. Tarifsiz bir rahatlık; enerji, göz rahatlığı, maddi ve ruh sağlığı açısından.
Bazı Öneriler
” Bu önemli mekanı rahatınızdan taviz vermeden sadeleştirmek için dikkate almaya değer birkaç tavsiye:
- Bilgisayarlar, televizyonlar ve spor aletleri yaşam alanlarında olmalıdır. Bu özellikle çocuk odaları için daha önemli.
- O koca komodinler çoğu zaman çoğu zaman takıları ilaçları, sevmediğimiz kitapları, eski dergileri depolamaktan başka bir işe yaramıyor. Küçük yüzeyler yığılmanın oluşmasını engeller. Komodin yerine tabure, pencere pervazı veya yatak cepleri kullanabilirsiniz.
- Şifonyerler değerli alanlarımızı işgal eder ve düzenli olarak tozlarının alınması gerekir. Dolaplarınızı verimli kullanıp onlardan kaçınmaya bakın.
- Sandalyeler kaçınılmaz yığılmayı teşvik eder ve kirli giysilerin yuvası haline gelir. Odadan çıkarıldıklarında sizi karar vermek zorunda bırakırlar: Kirli ve kokan giysiler doğruca çamaşır sepetine, temizler askılıklara veya dolaba!
- Perde farbelaları alerjiye neden olan tozları toplamaktan başka bir işe yaramaz. Onları çıkarmayı tercih edin. Kumaşlar daha faydalı bir amaç için kullanılabilir.
- Sırf süs amacıyla kullanılan yastıklar ayak bağıdır. Yatacağınız zaman kaldırmanız, yatağı yaparken geri koymanız, temizlemeniz, hatta bazen kuru temizlemeye vermeniz veya elden geçirmeniz gerekir. Okurken sırtınıza koymak için bir çift yastık çoğu zaman yeterlidir.
- Birçok nevresim takımı dolapları doldurduğuyla kalır. Yıkadıktan sonra aynı çarşafları tekrar örtme imkanınız varsa fazlasına ihtiyacınız da kalmaz. Her yatağa bir takım; çamaşırları ipte kurutuyor veya evinizi kiralıyorsanız iki takım yeter. Evdeki her yatakta aynı renk takımı tercih etmeniz çamaşırları ayırmanızı kolaylaştırabileceği gibi daha esnek bir kullanımda sağlar.” B. Johnson
Modaya Uymak Mı?
”Moda geçidir, tarz ebedi.” Yves Saint Laurent. Net bir şekilde açıklamış. Moda, sıfır atığın antitezidir. Yakınlarda Levi’s’ ın bir reklamı çıktı, sosyal medyada görüyorum. ” Daha iyisi ” sloganıyla iyi ürün alarak uzun süre kullanıma teşvik ediyor. Sanırım Sakıp Sabancı’ nın bir sözüydü: ” Benim ucuz mala verecek param yok.” Hatta şu da var bir ürün ne kadar ucuzsa onun doğaya ve insan emeğine zararı o kadar çoktur. Bu bir gerçek.
Kalabalık dolaplarda mevsimsel ya da aylık planlarla azalmaya gidebiliriz. Kendinize alışveriş zamanları belirleyebilirsiniz. Az giysi gözünü kombin açısından korkutabilir ancak asıl korkulması gereken giyilmeyen, kullanılmayan onca kumaş parçası. Hayatın tadı öylece durarak çıkmıyor. Bu durum kıyafetler veya diğer dolap içi malzemeler içinde böyle.
Hepimizin ihtiyaçları çok farklı. Kendi ihtiyaçlarınıza göre bu sadeleşmeyi gerçekleştirebilirsiniz.