”Doğa ve insan gerçekliği çıkış noktam olsa da nesneleri ya da biçimleri yeniden kurgulayarak, soyutlamalarla en yalın haline ulaştırmak, yeni ve estetik bir anlatım dili yaratmak için çalışıyorum.”
1. Sanat anlayışınızdan bahseder misiniz?
Bir iç gereksinimle duygu, düşünce ve sezgi gücünü kullanarak, özgün, görsel bütünlüğü olan evrensel düzeyde işler üreterek kendimi gerçekleştirmek. Bunu yaparken bir yandan kendi algılama ve anlatım gücümü geliştirmeye çalışırken bir yandan da dünyaya, topluma açık kalmak diye özetleyebilirim.
2. Yaratımınızı tetikleyen kaynak nedir?
Kimi zaman kişisel tarihimi deşerek bulduğum sıkıntılarım ya da özlemlerim, kimi zaman içinde yaşadığımız çağ ve toplumsal çalkantılara, kapitalist yaşamın dayattığı düşünce ve inanç biçimlerine çözüm arama çabası ile başlayan bir iç gerilim beni harekete geçirir. Bunun dışında yaptığım okumalar, izlediğim bir film, bir müzik, bir resim ya da bir gezi esin kaynağı olabilir.


3. Kendi açınızdan baktığınızda resim yapmak bir çatışma mı yoksa uyum mudur?
Resim yapmak çoğu zaman benim için bir meydan okuma isteği ile başlar. İnsanın direnmesini, umutlarını, var olma mücadelesini ve dünyayı değiştirme özlemini dile getirmenin bir yoludur.
4. Gerçeklik kavramı sanat anlayışınızda ne kadar yer kaplıyor?
Kuşkusuz, sanatsal çalışmalarımın oluşmasında yaşadığım dönemin ve ortamın etkisi yadsınamaz. Doğa ve insan gerçekliği çıkış noktam olsa da nesneleri ya da biçimleri yeniden kurgulayarak, soyutlamalarla en yalın haline ulaştırmak, yeni ve estetik bir anlatım dili yaratmak için çalışıyorum.



5. Eserleriniz hayatın bir parçası olsaydı nerede olurdu?
Savaşların neden olduğu büyük yıkımları ve acıları dile getiren, özgürlük arayışları ve hak mücadelelerinin yanında yer alan, kör geleneğe, gericiliğe karşı duran bir yerde olurdu.
6. Sizce yaratıcılık bir başlangıç mı yoksa sonuç mudur, açıklar mısınız?
Yaratıcılık, bir karşılaşma ile başlar; sıradan bir nesne, bir duygu ya da düşünce daha önce görülmeyen, bir duygulanım yaratmayan şeylerin bir anda, güçlü bir algılama duyarlılığı yaratması sonucu, sanatçının gözünde canlandırdığı görüntüyü var etme isteğidir. Bu yaratma isteği boş bir tuvale konulan ilk leke ile de başlayabilir. Böylece daha önce var olmayan yeni ve özgün bir şey ortaya çıkar.


7. Günümüz dünyasına bakıldığında popüler kültürün etkisini eserlerinizde hissediyor musunuz?
Çevremizde olup bitenden etkileniyoruz farkında olmasak da. Kendimi hiçbir konuda sınırlamıyorum. Ancak olsa olsa benim eğilimim, popüler kültür dayatmasına karşı eleştirel işler üretmek yönünde olur sanırım.
8. Toplumsal dünyanın sanat anlayışınızda etkisi olduğunu düşünüyor musunuz?
Bana göre, sanatçıyı toplumdan bağımsız düşünemeyiz. Sanatın toplumsal bir görevi de vardır; bireysel ve toplumsal gelişmeyi derinden etkiler. İçinde yaşadığımız toplum da sanatı etkiler. Başka bir ifadeyle, sanat ve toplum sürekli etkileşim halindedir. Bu etkileşim, toplumdan kaçmak, tepki vermek biçiminde olabileceği gibi, toplumu değiştirmek, dönüştürmek biçiminde de olabilir.

9. Estetiğin güncel söylemi sizce nedir?
En basit tanımıyla; çeşitli malzeme, araç ve teknikler kullanılarak izleyende olumlu veya olumsuz bir his uyandırabilen görsel, işitsel ifadelerdir.
10.Türkiye’ de kadın sanatçı olmak sizin için ne ifade ediyor?
Bu konuyla ilk olarak fakülte yıllarımda yüzleştim. Çeşitli okumalar ve araştırmalardan sonra, sanat tarihi kitaplarında bolca çıplak kadın resimleri olmasına karşın, gerçek anlamda çıplak erkek resimleri olmadığını hayretle gördüm. Anladım ki, sanatın bile kodları erkek egemen düzen tarafından belirlenmiş. Daha ilginç olanı ise; kadın sanatçılarca da benimsenerek bu anlayışa uyumlu yapıtlar üretilmiş olması.
Yalnızca Türkiye’de değil dünyada kadın olarak ya da kadın sanatçı olarak varlığımızı sürdürmek için sürekli mücadele etmek durumundayız.
Bir başka gerçek ise; bir erkek sanatçı kendisini atölyeye kapatıp çalışabiliyorken, kadın sanatçı çoğu zaman istese de kendini yalnızca sanatsal çalışmalara veremez. Çünkü çocuk, eş, ev düzeni gibi sorumluluklar onu beklemektedir.



GÜL ÜNLÜÇAY KİMDİR?
K.Maraş’ta 1966 yılında doğdu. İlk ve orta öğrenimini K.Maraş’ta, lise öğrenimini Çanakkale’de tamamladı. 1990 yılında Trakya Üniversitesi Anestezi Teknikerliği bölümünü bitirdi. Kamu görevini sürdürürken yaptığı amatör resim çalışmaları, 2002 yılında girdiği Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü ile akademik düzeyde devam etti. 2006 yılında bu üniversiteyi bitirdi. Ardından 2008 yılında aynı üniversitede Güzel Sanatlar Eğitimi Ana Bilim Dalı Resim Öğretmenliği alanında Yüksek Lisans öğrenimini tamamladı.
Çeşitli karma sergilere katılan sanatçı, iki kişisel sergi gerçekleştirdi.
Resim çalışmalarının yanında, kolaj, fotoğraf, video, kumaş gibi tekniklerde işler de üretiyor.
Arkeoloji, sosyoloji, sinema gibi alanlara ilgi duyuyor.
Altınoluk’ daki atölyesinde ve Alanya’da çalışmalarını sürdürmektedir.