”Kişiliğin erkeksi ve kadınsı yönlerini temsil eden figürlerimle bireysel travmaları konu ediniyorum. ”

1. Sanat anlayışınızdan bahseder misiniz?

Yaşamımızı sürdürürken bir çok insanla karşılaşıyoruz. Bu karşılaşmaların her biri bizlere iyi veya kötü birşeyler katıyor. Acı, tutku, aşk, yalnızlık, hissizlik, sevgi, tükenmişlik ve bazıları elde edilemeyecek bütün güzellikleri katıyor belki de. Dolayısıyla öyle yada böyle bunlardan biraz biraz alarak devam ediyoruz hayatımıza. Bir de toplum ve kültür var birbirinden beslenen olmazsa olmazlarımız fakat bunların içerisinde barındırdığı bazı katı normlar, toplumda bireysel ya da toplu olarak koyulan sınırlar, toplumsal cinsiyet rolleri ve bu normların, sınırların, rollerin altında ezilip kalanlar var. Kişiliğin erkeksi ve kadınsı yönlerini temsil eden figürlerimle bireysel travmaları konu ediniyorum.  Alışıldık gerçeklerin ötesine gitmek için birbirinden farklı bir çok hayatı dinledim, izledim histtetmeye çalıştım ve onların dünyayı nasıl algıladıklarını düşünürken resmetmek istedim. Herkes olmak istediği yerde, bedende, işte, eşte mi yoksa olunmasını istediği, gördüğü ve uygulaması gerektiğini düşündüğü yerde mi? Kendi içimde ki duyguları yansıtmanın yanı sıra izleyicini düşüncelerini, eserle kurduğu bağı  önemsiyorum bu yüzden her eserimin kendine has hikayesi olmasına rağmen gizemli tutup izleyicinin fikirlerini dinliyorum.

2. Yaratımınızı tetikleyen kaynak nedir?

Yaratımımı tetikleyen kaynak hissettiklerim. Kendime karşı, insanlara karşı hissettiklerim, duyduklarım, gördüklerim ve bazen görmeye, anlamaya, hissetmeye çalıştıklarım diyebilirim.

3. Kendi açınızdan baktığınızda resim yapmak bir çatışma mı yoksa uyum mudur?

Bana göre çatışma uyumu, uyum ise çatışmayı doğurur. Benim resimlerim kendi içsel çatışmalarım ve dışa karşı olan çatışmalar sonucu ortaya çıkıyor. İmgelerimi bir kitleye ilginç, çekici, heyecan verici, başka bir kitleye ise ürkütücü, itici kılan da bu olsa gerek.

4. Gerçeklik kavramı sanat anlayışınızda ne kadar yer kaplıyor?

Gerçeklik kavramı sanat anlayışımın temel sebebi aslında. Resimlerimin teması insanlar ve insanların içsel-dışsal çatışmaları, toplumda ki ve kendilerinde ki rolleri. Ben sadece çizerken ve boyarken biçimlerde ki deformelerle, renk çatışmalarının doğurduğu görüntülerle gerçeklik algısını yıkıyorum.

5. Eserleriniz hayatın bir parçası olsaydı nerede olurdu?

Eserlerim hayatımın bir parçası olsaydı bir lekeye bile anlam kazandıran zihnim olurdu kesinlikle.

6. Sizce yaratıcılık bir başlangıç mı yoksa sonuç mudur, açıklar mısınız?

Yaratıcılığın tek bir açıklaması olmadığı gibi yaratıcılığın başlangıç mı sonuç mu olduğunun da tek bir açıklaması olmadığını düşünüyorum. Yaratıcılığın başlangıç mı sonuç mu olduğunu irdelemeden önce kendime şu soruları soruyorum, önemli olan süreç midir yoksa ortaya çıkan ürün müdür veya bu süreçte ki ürünün nasıl yapıldığı mı yoksa ürünün ne olduğu mu önemlidir? Yaratıcılık için bir süreç, ürün, beceri, tutum, kişisel özelliklerin bir araya gelmesi durumudur diyebilirim. Sanat özelinde süreç ise; sanatçının aktif olması, keşif yapması,  denemeler yanılmalar yapması , araç ve gereçleri farklı amaçlarla kullanması durumudur diye açıklarım. Dolayısıyla yaratıcılıktan beklediklerimiz önemlidir, beklediğimiz ürün ise ya da yaratıcılığımızı tetikleyen duygular, durumlar ürünün son haline göre işlev kazanıyorsa yaratıcılık bir sonuç haline döner fakat beklentimiz işi yaparken haz almak, sonucunu düşünmeden bir ürün çıkması gerektiğini düşünmeden, başladığımız işin zamanla farklı düşüncelerle belki farklı tekniklerle yoğrularak başkalaşması ise başlangıç ve süreci kapsar.

7. Günümüz dünyasına bakıldığında popüler kültürün etkisini eserlerinizde hissediyor musunuz?

İnsanları etkisi altına alan kendine bağımlı hale getiren gündelik yaşamın kültürü farkında olmadan insanı kendine alışık hale getiriyor. Kendi adıma bunun için yıkamadığım belki de yıkmaktan korktuğum bu alışkanlıkları resimlerime yıkmak istercesine yansıtıyorum. Resimlerimde popüler kültürün etkisi yok çünkü ben alışılmış ve görmek istenilenin resmini yapmıyorum.

8. Toplumsal dünyanın sanat anlayışınıza etkisi olduğunu düşünüyor musunuz?

Kesinlikle toplumsal dünyanın sanat anlayışımda etkisi var. Sanatın kendisi toplumsal hayat içerisinde anlam kazanıyor. Eserlerimiz ve bizler bu yapının birer parçasıyız.

9. Estetiğin güncel söylemi sizce nedir?

Estetiği tam olarak açıklamak yeterli olmasa bile en yaygın tanımıyla estetik güzelin bilimidir. Tabii ki güzellikte göreceli bir kavram olduğu için bana göre güncelde estetik kişinin güzeli algılama biçimidir.

10. Türkiye’ de kadın sanatçı olmak sizin için ne ifade ediyor?

Sanat tarihinin çok önceki zamanlarını düşündüğümde kadınlar çoğunlukla sanatta resmedilen olarak yer almaktaydı bu dönemlerden yola çıktığımda erkek çoğunluklu bir sanat dünyası ile karşılaşıyorum. Erkek ağırlıklı sanat dünyasında ise eserlerde kadından alınan ilham, kadın objeleri, çoğunlukla kadın modeller görüyorum. Kadınların sanata katılımı tarihsel süreçte gelişti bu süreçte yer almaya başlaması zor olsa bile hala resimlere ilham vermesinin yanı sıra üreten kadın sanatçılarda fazlasıyla arttı bunun başarıldığını ve çok daha güzel yerlere geleceğini düşünüyorum. Kendi doğduğum toprakta, kendi vatanımda birşeyler üretiyor olmak, ülkemin güzelliklerini her seferinde biraz daha keşfediyor olmak ve üretmeye devam etmek benim için çok değerli.

MANİFESTO

Ela ARKAN, eserlerinde, hayatın içinde yol alırken karşılaştığımız ironileri, yalanları, oyunları, yanılgıları, arzuları, tükenişleri, başlangıçlar  ve bitişler gibi seçenekleri irdeliyor. Yaşadığımız toplum ve kültürleri, toplumsal çoğulculuğu, manevi yaşam ve günlük yaşam arasındaki  içsel çatışmaları rahatsız edici gerçekleri ve çelişkileri, çekicilik ve iticilik arasındaki eş zamanlı tezatları, kişiliğin erkeksi ve kadınsı yönlerini temsil eden figürlerin bireysel travmalarını konu ediniyor. Geleneksel, pasif, uysal kadın rolüne tepki gösteriyor.  Dinamik, anlık kendiliğinden olan üslubuyla, duygularıyla dolup taşıyormuş gibi görünen bir yapıt üretmek için arka planlarını alışıldık gerçeğin ötesinde yapıyor. Alışıldık gerçeğin ötesinde bir görüntü elde edebilmek için de farklı hayatlardan anılar toplayarak, onların dünyayı algılama şeklini tanıyor ve bunları tuvallerine yansıtma amacı ediniyor.

ELA ARKAN KİMDİR?

1998 yılında  Ankara’da doğmuştur. Özcan Sabancı Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde Grafik ve Fotoğrafçılık bölümünü okumuş ve lise eğitimini burada tamamlamıştır. Lise bitirme stajını Başkent Üniversitesi İletişim Tasarımı ve Radyo Televizyon bölümlerinde yapmıştır.  Bir çok Güzel  Sanatlar Fakültesi bölümlerini kazanmıştır.  Resim-iş Eğitimi üzerine akademik eğitimini Gazi Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Resim-İş Eğitimi Anabilim Dalı’nda tamamlamıştır.

2014 yılında  “Ankara Kentinin Sorunları ve Geleceği”  konulu fotoğraf

yarışmasında ikincilik ödülü kazanmış ve diğer iki eseri mansiyon

ödülü almıştır.

2014 yılında “ İç Mekanda Işık ve Gölge” konulu fotoğraf

yarışmasında eserleri sergilenmeye değer eser görülmüştür.

2014-2015 yılları arasında  TBMM Mustafa Necati Kültür Evinde düzenlenen “Işığı Gördüm” isimli fotoğraf sergisine katılmıştır

2016-2017  eğitim öğretim yılında “ İlk Adım” isimli sergiye katılmıştır ve burada çalışmaları sergilenmiştir.

2019 yılında “ Pedaller Hayallere Dönsün” Tam Bağış Karma Sergisine “Sarfınazar” isimli eseriyle katılmıştır.

2019 yılında “Geçtiğimiz Yıldan Özetle” karma sergisine katılmıştır.

2020 yılında Uluslarasrası Sanat ve Terapi sergisine katılmıştır.

Temmuz 2020’de Seçki sergisine katılmıştır.

2020 yılında Markajart önderliğin de “Can You Hear Me?” isimli sergiye katılmıştır.

2020 yılında Postart Sonbahar segisine katılmıştır.

2020 yılında Online Art Project’in düzenlediği online resim sergisine katılmıştır.