”…gerçeklik evreni, insanlığı anlamaktan, farkına varmaktan ve öz şefkati yüksek bireyler yetiştirmekten geçiyor.”
1. Sanat anlayışınızdan bahseder misiniz?
Sembolik mistik ve kültürel imgelem bağlamında sanat terapisi çalışmalarımı sürdürüyorum. Spiritüel ve bilimsel olguları bir araya getirerek terapötik süreç ve sağaltımın kullanıldığı eserler ve yayınlar yapıyorum. Yaşanılan coğrafyanın da etkisiyle evrensel olguda her bir malzemenin dönüşümünden sanat eseri bağıntısını kurarak ilkel benlikte sanat çalışmalarının dışavurumunu önemsiyorum.
2. Yaratımınızı tetikleyen kaynak nedir?
Bilinçaltı, Jung, Freud ve kendi bilinçaltım, kültürel kökenlerim, imgelemler.

3. Kendi açınızdan baktığınızda resim yapmak bir çatışma mı yoksa uyum mudur?
Resim yapmak günümüzde sanatsal bağlamda sorgulanan bir çatışma unsurudur. Fakat bireyin kendini oldukça kolay dışavurumunu sağlayabileceği gibi dışavurumunu kısıtlayabilir de.
4. Gerçeklik kavramı sanat anlayışınızda ne kadar yer kaplıyor?
Gerçeklik, hiper realizmdeki gibi bir gerçeklik değil; gerçeklik evreni, insanlığı anlamaktan, farkına varmaktan ve öz şefkati yüksek bireyler yetiştirmekten geçiyor. Gerçeklik kısacası şefkatle farkına varmaktan geçiyor.
5. Eserleriniz hayatın bir parçası olsaydı nerede olurdu?
Eserlerim için zihnimin bir köşesinde bir yer açıp hep orada saklamak isterdim ya da bir yapay zekada 🙂 ama sevdiklerimin evlerinde, üzerlerinde, hayatlarında yer almaları daha da iyi sanırım.

6. Sizce yaratıcılık bir başlangıç mı yoksa sonuç mudur, açıklar mısınız?
Yaratıcılık ve yaratıcı düşünce çok derin iki konu. İlham dediğimiz şey yaratıcı düşünme fakat yaratıcılık sadece bir olgu; onu uyguladığınız anda düşünme yetisine bürünüyor ve farkındalıkla dışavurum başlıyor. Bu sebeple 0-6 yaş dönemi çocuklarla daha bilinçli ve sistematik ilerleme kaydedildiğinde yaratıcı düşünme yetimi ilerliyor. Ülkemizde oldukça es geçilmiş bir şey. Ayrıca ülke ortamında var olan kaos ve kıskançlık duygusu yaratıcılığı hem körelten hem de ilerleten bir olgu. Beni hep ilerletmiştir, yaratıcılık sonuca ulaşmadaki ilk başlangıç (referans) noktasıdır.
7. Günümüz dünyasına bakıldığında popüler kültürün etkisini eserlerinizde hissediyor musunuz?
Evet ama daha da iyi olacaklar bu bağlamda. Zaten kültürel, sembolik ve folklorik imgelem çalışıyorum. Bunu dönüşümsel yeniden kurgulayacağım.

8. Toplumsal dünyanın sanat anlayışınızda etkisini olduğunu düşünüyor musunuz?
Toplum, kültür, imge, imgelem, sembol, semantik ve semiyotik hepsi çalışmamın bir parçası olduğundan evet oldukça çalışmalarımda etkili.
9. Estetiğin güncel söylemi sizce nedir?
Estetik 17. Yüzyılda bize güzel sanatlar olgusuyla zorunlu kılınmış bir söylem. Artık günümüzde her şeyin kendine has bir estetiği var. Kitsch den post moderne, dada dan Duschamp’a zaten biz estetik algının ve anlamının boyut değiştirdiğini yaşayarak ve şaşırarak deneyimlemişizdir. Ama bugün paslanmış bir çividen, çamura, yırtık ayakkabıdan çoraba imgeleme noktasında estetiksel boyut algısı değişmekte ve kendince var olmaktadır.

10. Türkiye’ de kadın sanatçı olmak sizin için ne ifade ediyor?
Türkiye’ de kadın sanatçı olmak hala sınırları olan ve kuralları olan bir durum fakat erkek sanatçı olmak da öyle. Sanırım bunların aşılması araştırmalara göre 250 yıl alacakmış ve Türkiye’de devam etmeyeceğim gibi duruyor. Çünkü takdir yok, doğru eleştiri yok ve kıskançlık ve taklit, araklama çok.

EDA ÖZ ÇELİKBAŞ KİMDİR?
Mersin doğumlu sanatçı-akademisyen ve Sanat Terapisi Uygulayıcı Eğitmeni. Gazi Üniversitesi Sanatta Yeterlik mezunudur. Sanat çalışmalarına Türk kahvesi, nazar, Türk sembolleri, Türk öğretileri, Orta Asya ve Türk Boyları, Yörükler, yerel inanışlar, Şamanizm, mistisizm, etnisite, semiyotik, sembolizm ve kültürel sembolizm, sembolik imgelem gibi konular eşliğinde başlamıştır. Bu çalışmalar akabinde sembolizmin, sembolik ve kültürel imgelemin ve dışavurumculuğun devamı olarak Sanat terapisi alanında çalışmalar yapmasını izlemiştir. Lisans eğitiminin bir bölümünü Polonya’da sürdürmüştür. 2012 yılından itibaren Sanat ve Terapi alanında çalışmalarını sürdürmektedir ve Sanat ve Psikoterapileri derneği üyesidir. 6 adet kişisel sergisi ve yurtiçi yurtdışı olmak üzere çok sayıda karma sergisi olan sanatçı, malzeme resmi ile sanatla terapi alanına farklı atölye fikirleri sunarak, geleneksel sanatlardan da öneriler getirmektedir. Sanat ve terapi bağlamında da düzenli olarak yurtiçi ve yurtdışı çalıştaylar ve projeler gerçekleştirmektedir. Sanat Terapisi alanında uzaktan eğitim ve sürekli eğitim merkezleri olmak üzere Resim anasanat dalı Yüksek Lisans eğitiminde de Sanat ve Terapi derslerini ve eğitimlerini yürütmektedir. Avrupa’ da ve Türkiye’ de çeşitli Devlet kurumlarında proje ortağı ve proje yönetici olarak yer almaktadır. Romanya, Polonya, Finlandiya ortaklı Sanat Terapisi çalışmalarına devam etmektedir. Karabük Üniversitesi, Safranbolu Fethi Toker Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi, Resim Bölümü’ nde öğretim üyesi olarak çalışmaktadır.