”Türkiye’de hangi cinsiyette olursanız olun sanatçı olmak zor….Yine de sınırlarımız olarak algıladığımız şeyler fırsatlara dönüşebilir. Bakış açımızı değiştirmemiz ve hayallerimizden vazgeçmememiz gerekiyor.”
1. Sanat anlayışınızdan bahseder misiniz?
Genellikle kavramsal çalışıyorum. Bir düşünceyi anlatmak için kullanabileceğim en uygun araç hangisiyse ona göre yöntemlerim değişebiliyor. Son dönemde tuval üzerine figüratif resimler ile çizimlerimi dijital olarak hareketlendirdiğim anime çalışmalar yapmaktayım. Daha önce video-art ve üç boyutlu malzeme deneyimlerim olmuştu. Karışık teknik üretimlerimde gazlı bez, pleksiglass, yazı, ip ve ağ gibi malzemeler kullandım.
2. Yaratımınızı tetikleyen kaynak nedir?
Felsefe, sosyoloji, psikoloji, mitoloji alanlarındaki okumalarımdan ve gözlemlerimden esinlenmekteyim.
Örneğin son dönemde Marcus Steinweg’in Tutarsızlıklar ve Aşikârlıklar Dehşeti Sahte Keskinlikler isimli kitaplarından esinlenerek ürettiğim resimlerle kişisel bir sergi planlamaktayım. Bu resimlerimde öznenin siyasi yapılanmalarla şekillenen toplumsal normlara uyum sağlayabilmek adına kendisini gerçekleştirmesinin imkansızlığını anlatmaya çalışmaktayım. Aşağıda üç çalışmamın metni yer almaktadır.

Postyapısalcılık döneminde sistemin zayıf kurgusu yapıbozuma uğrarken görmezden geldiğimiz ve sessiz kaldığımız toplumsal normlara daha objektif olabilmek adına artık belli bir mesafeden bakmaktayız. Bu mesafe aynı zamanda kendi geçmişimizle geleceğimiz arasındadır, çünkü bugüne kadar düşünce yapımızı oluşturan bakış açısıyla aramızdaki dengeyi sağlamak cambaza özgü bir beceri gerektirecektir. Doğayı kirleterek ya da ona zarar vererek üzerimize giydiğimiz giysilerin temsil ettiği geçmişten gelen anılar mesafeyi korumayı güçleştirirken kendi hakkında konuşabilmek için yeni enerji formlarına ihtiyaç duyulacaktır. Toplumsal bellekte yapılaşmış dilin yapısökümündeki kelimeler, renklenerek dönüşüm geçiren kültürel çevrede süzülürken bazen kendi yarınından ziyade dününe uçarcasına dönmek ve huzura kavuşmak daha kolay olacaktır. Kendi arandaki bu dengeyi korumak yarına ulaşmaktaki gücü sağlayacaktır.

Lacan’ın söylediği gibi söylemsel dilde yer almayan kadın, bedeninin anneliğe özgü işlevleriyle kültürel yapı içinde hiyerarşik olarak geri plandaydı. Diğer taraftan Freud’un belirttiği gibi kadının zihinsel yapısı bilinmemekteydi. Feminizmden postfeminizm ve posthumanizm dönemine kadar olan süreçte kadın kendi bedeni üzerindeki hakimiyetini ele alma çabasındadır. Bu çaba içinde kadın, bugüne kadar öğretilen gelenekleşmiş kültürel kodlardan ne kadar bağımsız ve ne kadar özne olabilmektedir? Halen geleneksel kültürel yapı ile kendi arzuları arasında bir denge sağlamaya çalışmakta ve bu değişken, akışkan süreçte özne olmakla bedeninin yükünü taşımak arasında neyin daha adil olduğuna her daim karar vermek durumundadır.

Marcus Steinweg, “Tutarsızlıklar” adlı kitabının çeşitli bölümlerinde özne olma konusuna değinir. Özne olabilmek için kişi kendisini kavramalı, kavrayabilmek için dışarısını düşünmeli, kendisinin sınırlarını aşmalı hatta kendi kendisinin ötesine geçerek kendisine karşı olabilmelidir. Özne kendisine bir yolculuk deneyimlemektedir. Bu yolculukta gerçekliğin istikrarsızlığını, kendi dünyasının tutarsızlığını ve belirsizliğe açılan yolu kavrar. Öznenin kendi yolculuğunun sonuna ulaşabilmesi, kendi tutarsızlıklarını keşfetmesine ve istikrarını bozmasına bağlıdır. Özne, kendisine dışarıdan bakabilmek için kendisine yolculuk yapmayı deneyimlemeli ve halen kendi mahiyetindeyken sınırlarına varabilmelidir.
3. Kendi açınızdan baktığınızda resim yapmak bir çatışma mı yoksa uyum mudur?
Resim yapmak kendimi dış dünyaya ifade etme biçimimdir. Kendimi ifade ettikçe kendimle daha uyumlu hissediyorum. İnsanların bu dışavurumu bir çatışma olarak algılayacağını düşünmüyorum.
4. Gerçeklik kavramı sanat anlayışınızda ne kadar yer kaplıyor?
Gerçeklik kavramı denildiğinde bu soruyu iki şekilde algılıyorum: Birisi anatomik gerçekliğe bağlı kalmak, diğeri hayata dair gerçek sorunlara değinmek. Resimlerimde anatomik gerçekliği yansıtmaya çalışmıyorum. Bunun yerine biçimsel olarak farklı ve özgün olmaya çalışıyorum. Belirli bir biçim yaratıp bunu tekrar ettiğim serilerim mevcut olmakla birlikte yeni serilere geçtiğimde farklı biçimsel ifadeler araştırıyorum. Felsefi yorumlardan esinlendiğimde gerçeklik kavramı tartışılır. Mitolojik esinlenmeler günümüz gerçekleriyle birebir ilişkili olmasa da bazı metaforlar içerebilir. Psikoloji ise uzmanlık alanım olmadığı için doğrudan gerçekliği temsil ettiğini iddia edemem. Amacım izleyiciyi düşündürmek ve kendi yorumunu bulmasını sağlamak. Afiş tasarımı gibi doğrudan net bir mesaj iletmemeye çalışıyorum. Hayatı algılayışımızın soyut yönleri var ve ne kadar soyut düşünebilirsek sınırları, belirsizlikleri ve bunların çözüm olasılıklarını o kadar iyi kavrayabiliriz.
5. Eserleriniz hayatın bir parçası olsaydı nerede olurdu?
Eserlerim benim hayatımın çok önemli bir parçası ve onları paylaşmayı seviyorum. Paylaştıkça insanların maddi ya da manevi yönden sahiplendiklerini görmek gurur veriyor ve daha fazla çalışmam için beni motive ediyor. Ben öldükten sonra da kalıcı olmaları ve müzelerde yer almaları her zaman en büyük hayalim olmuştur. Bu soruları cevapladığımda ise pandemi sürecindeyiz ve dolayısıyla evlerimizdeyiz. Sosyal medyaya ve dijital paylaşımlara ağırlık vermiş durumdayız. Hayat bugünlerde daha soyut ve belirsiz. Artık her birimiz, ilişkilerimiz ve ürettiklerimizle sanal ortamın birer parçasıyız. İnternet ağlarına asılı kalmış durumdayız.
6. Sizce yaratıcılık bir başlangıç mı yoksa sonuç mudur, açıklar mısınız?
Yaratıcılığı eğer bir başlangıç veya sonuç gibi düşünmezsek yaratıcılık olur. Başı ve sonu olan bir düzlem gibi değil de bir çember gibi ya da sonsuz bir uzay boşluğu gibi düşünebiliriz. Çocuk gibi oyun oynamayı ve soru sormayı sürdürmeliyiz. Çocuk da hem bir sonuçtur hem başlangıç hem de büyük bir süreç.
7. Günümüz dünyasına bakıldığında popüler kültürün etkisini eserlerinizde hissediyor musunuz?
Popüler kültürle ilgili akademik araştırmalarım mevcut. Fakat eserlerimde olmadığını düşünüyorum.
8. Toplumsal dünyanın sanat anlayışınızda etkisini olduğunu düşünüyor musunuz?
Toplumsal sorunları doğrudan değil, daha soyut ve felsefi bir bakış açısıyla yorumlamaya çalışıyorum.
9. Estetiğin güncel söylemi sizce nedir?
Estetiğin tanımı yüzyıllar boyunca tartışılmıştır. Günümüzde özellikle Donald Kuspit tarafından sanatın sonu olarak yorumlanmaktadır. Bence günümüzde estetik meselesini tartışmak yerine sanatın neyi yansıttığını görmeye odaklanmalıyız. Sanat eserinin üretildiği dönemi yansıttığını kabul ediyoruz. Öyleyse günümüzün çevre kirliliğinden bağımsız bir hayal değil mi estetik eser üretmek? Çağdaş sanatçının amacı izleyiciye çevre kirliliği ve benzeri çağın sorunlarının sonuçlarını göstermek olabilir. Ben şimdiye kadar genellikle kimlik meselesi üzerine yoğunlaştım. Postmodern çağ kötümser bir dönem ve daha güzel bir dünya hayali sunmak için uygun bir dönem değil.
10. Türkiye’de kadın sanatçı olmak sizin için ne ifade ediyor?
Türkiye’de bazı erkek sanat galericileri ve koleksiyonerler kadın sanatçılara kuşkuyla yaklaştıklarını röportajlarında ifade ediyorlar. Kadınların evlenip çocuk sahibi olduktan sonra sanatsal üretimlerine devam edemediklerini gözlemlemeleri nedeniyle kadın sanatçılara daha temkinli yaklaştıklarını belirtiyorlar. Yine de herkese bu önyargıyla yaklaşmadıklarını umuyorum. Sanat piyasasında kadın sanatçılar böyle bir izlenim bıraktıysa bu izlenimi değiştirecek olanlar yine kadın sanatçılardır. Koleksiyonerler ve galericiler de artık sadece erkeklerden oluşmuyor.
Benim ailem, akrabalarım ve yakın çevrem genellikle kadınların kendi ayakları üzerinde durması gerektiğine inanıyorlar. Dolayısıyla biz mücadeleci bireyler olarak yetiştirildik. Doktora tezim ve bazı yayınlarım feminizm ve toplumsal cinsiyet çalışmalarını içeriyor. Kadın olmanın sınırlarını ve zorluklarını konu alan resimlerim var. Kadın olmanın genel zorlukları var ama bunlar kariyerle ilgili değil. Çocuk sahibi olup aynı zamanda kariyerinde başarılı olabilen kadınlar da var. Bazı kadınların kariyerlerine bir süre ara verdikleri düşüncesiyle arayı kapatmak için daha çok çalıştıklarını görüyorum. Bazı kadınların ise çocuk sahibi oldukları dönemde kariyerlerine ara vermediklerini görüyorum. Çocuk sahibi olan babaların da günlük yaşam biçimleri en az anneler kadar değişiyor. Cinsel kimliğinden bağımsız olarak her birey çeşitli sebeplerle kariyerine ara verebilir, kariyerinde iniş çıkışlar yaşayabilir. Örneğin ben liseden sonra başka bir eğitim aldım ve 10 yıl dış ticaret alanında çalıştıktan sonra işi bırakıp güzel sanatlar eğitimi aldım. Bu gecikmenin sebebi kadın olmam değil. Bunun sebebi arzuladığım kariyer hedefime dört elle sarılmakta geç kalmış olmam.
Türkiye’de hangi cinsiyette olursanız olun sanatçı olmak zor. Genç sanatçılar, orta yaşlı sanatçılar, usta sanatçılar için ayrı ayrı zorluklar var. Büyük şehirlerde yaşıyor olmakla sanat galerilerinin olmadığı küçük şehirlerde yaşıyor olmanın ayrı ayrı zorlukları var. Maddi durumunuz sanat dışında bir işte düzenli çalışmayı gerektirebilir. Bu işinizle sanatsal aktivitelerinizi bir arada yürütmeniz zor olabilir. Türkiye’de sanat piyasası çok geç gelişti ve halen yeterli değil. Dolayısıyla sanatçı sponsorlarının, koleksiyonerlerin, sanatseverlerin sayısı az olduğundan tüm cinsiyetler için geçerli olan çeşitli zorluklar var.
Yine de sınırlarımız olarak algıladığımız şeyler fırsatlara dönüşebilir. Bakış açımızı değiştirmemiz ve hayallerimizden vazgeçmememiz gerekiyor. Bundan bir yüzyıl önce Türk sanatçılar nelerle uğraşmışlardı? Bugün elimizde olan bazı fırsatları onların çabalarına borçluyuz. Öyleyse biz de çaba gösterip Türkiye’deki sanat ortamını biraz daha ileriye taşımalıyız.
EBRU DEDE KİMDİR?
1975 İstanbul doğumlu sanatçı,
10 Yıl dış ticaret alanında çalıştıktan sonra tekrar eğitim hayatına geri dönerek Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü mezunu olan sanatçı, lisans eğitimi döneminde Erasmus aracılığıyla İtalya’nın L’Aquila kentinde bulunan Accademia di Belle Arti’de çeşitli dersler aldı. Yüksek lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi Müze Yönetimi Bilim Dalında tamamladı. Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Doktora Programını bitirdi. 10 Yıl Kadir Has Üniversitesi’nde Grafik Tasarımı Önlisans Programında Öğretim Görevlisi olarak çalıştı. 2019 Yılından itibaren Maltepe Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümünde Öğretim Üyesi olarak görev yapmaktadır. Yurt dışından aldığı davetlerle katıldığı uluslararası sergi, bienal, festival gibi etkinliklerin yanı sıra, başvurup kabul edildiği uluslararası sempozyum ve artist residency tecrübeleri olmuştur.
Sanat ve Tasarım Etkinlikleri:
Kişisel Sergiler:
2017, “Dream of Water” Ebru Dede Kişisel Resim Sergisi, D-Marin Yacht Club, Turgutreis, Bodrum.
2014, “Nesneden Özneye” Ceylan Dökmen & Ebru Dede Resim ve Heykel Sergisi Pera Art Gallery, Istanbul
2014, “Aşkın Ritminde” Ebru Dede Kişisel Resim Sergisi, Bahariye Sanat Galerisi, İstanbul
2013, “Kadın ve Kimlik” Ebru Dede Kişisel Resim Sergisi, Cem Karaca Kültür Merkezi, İstanbul
Davetli Sanatçı Olarak Katıldığı Uluslararası Sergi, Bienal, Fuar, Sempozyum, Artist Residency:
2019, “Consciousness” Anima Mundi ITSLIQUID International Art Festival Venice, Italy.
2018, “Water for Life” International Art Exhibition. Niagara Falls History Museum, Ontario, Canada.
2017, EnterCity Turin Video. Cavallerizza Reale, Turin, Italy.
2015, “X Edition Florence Biennale”, Florence, Italy
Diğer Uluslararası Sergi, Bienal, Fuar, Sempozyum, Artist Residency:
2020, “4. Uluslararası Avrasya Sosyal Bilimler Kongresi (ICOESS)” Uluslararası Karma Sergi
2017, “Viva Arte” Group Exhibition. Church of San Leonardo, Venice, Italy
2017, Art Ankara 3. Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı, ATO Congresium
2016, “Paper Works Exposition” Organization by Pinelo Gallery & Niş Art Gallery, Miami, USA
2016, “CAMAC Artist Residency Program” Marnay Sur Seine, France
2016, 1st Intl Mail Art Biennial of NKU, Fine Arts, Design and Architecture Faculty, Tekirdağ
2015, “Art Fair B.AGL Berlin Art Goes Live 2015”, Berlin, Germany
2014, “Patchworld” Basın Müzesi, İstanbul
2013, “Blue & White” Catalin Alexandru Chifan & E.Dede, Ion Irimescu Art Gallery, Suceava, Romanya.
2013, Uluslararası Plastik Sanatlar Sergisi (Antalya Film Festivali eşliğinde) Akdeniz Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Antalya, Türkiye
2013, Patras Uluslararası Plastik Sanatlar Sempozyumu, Zervas Art, Yunanistan
2007, Uluslararası Genç Sanatçılar Sergisi, Aziz Francesco Bazilikası, Assisi, İtalya
2007, Accademia di Belle Arti L`Aquila, “Evim” Projesi Sergisi, İtalya
Ulusal Karma Sergilerde Eserler:
2020, “101. Yılında 19 Mayıs Ödüllü Genç Sanat Sergisi”, Çevrimiçi Karma Sergi http://www.tamsanat.net
2017, “Moon Life” Karma Sergisi, Hakan Aykan Kültür ve Sanat Merkezi,Trafo Bodrum.
2017, “veeSahne..” DC Kozmoz, İstanbul
2017, ArtAnkara Katılımcı Sanatçı Karma Sergisi, Niş Art Galeri (Hüsrev Gerede) Teşvikiye, İstanbul
2017, Kemer Sanat Günleri Sergisi, Sanat Sokağı, Sanat Yolu Grubu, Kemer, Antalya.
2017, “Individual Islands”, Niş Art Sanat Galerisi, Teşvikiye, İstanbul
2017, “İnadına Sanat”, Ortaköy Sanat Galerisi, İstanbul
2016, “Hayat Yaşamak İçin Tasarlandı”, Niş Art Galerisi Teşvikiye, İstanbul
2016, “Tolerance” Niş Art Galerisi Maçka, İstanbul
2016, “Bi İhtimal” Niş Art Galerisi Maçka, İstanbul
2016, “Passion” Niş Art Galerisi Maçka, İstanbul
2016, “Summer Sun” Niş Art Galerisi Maçka, İstanbul
2016, “TheArtCore2016” Beylerbeyi Sarayı Tünel Sanat Galerisi, İstanbul
2014, “Gibi Gibi” Basın Müzesi, İstanbul
2013, “90.Yıl Cumhuriyet Sergisi”, Bahariye Sanat Galerisi, İstanbul
2012, “Geleneksel Bahar Sergisi” Nik Sanat Karma Sergi, Cemal Reşit Rey Konser Salonu, Istanbul
2011, Müze ve Koleksiyon Bilgi Pano ve Broşürleri Sergisi, İstanbul Üniversitesi, Rektörlük Binası Sergi Salonu.
2011, “Geleneksel Bahar Sergisi” Nik Sanat Karma Sergi, Cemal Reşit Rey Konser Salonu, İstanbul
2010, “İstanbul 2010” Nik Sanat Karma Sergi, Cemal Reşit Rey Konser Salonu, İstanbul
2009, Haftanın Sanatçıları-3 Sergisi, Galeri Binyıl, İstanbul
2009, Haftanın Sanatçıları-2 Sergisi, Galeri Binyıl, İstanbul
2009, “Balık” Konulu Karma Sergi, Denizcilik Müzesi, İstanbul
2008, Marmara Üniversitesi, GSF Kerim Kılıçarslan Atölye Sergisi
2007, Maltepe Üniversitesi Kemal Gürbüz Atölyesi Sergisi
Kurumsal Sanat Kataloglarında Eserler
2017, “Viva Arte” Grup Sergisi Katalogu
2017, Kemer Sanat Günleri Sergi Katalogu
2017, Art Ankara 3. Çağdaş Sanat Fuarı Katalogu
2017, “İnadına Sanat” Sergisi Online Sergi Katalogu: https://www.youtube.com/watch?v=BZXNwaHFBLg
2015, X Edition Florence Biennale, Sergi Katalogu
2015, Art Fair B.AGL Berlin Art Goes Live 2015 Sergi Katalogu
2013, Uluslararası Plastik Sanatlar Sergisi, Akdeniz Üniversitesi, Sergi Katalogu
2007, Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğrenci Eserleri Katalogu
Medya Faaliyetleri (Sergi Metinleri ve Röportajları)
2020, “9. Tuvalden Kaleme Şiir Yarışması: Sanatın Dili” 15 Mayıs 2020 Cumhuriyet Gazetesi Haberi
2017, “Individual Islands” Sergisi Ulusal Kanal Sergi Röportajı https://www.youtube.com/watch?v=LhIxQt7IXnE
2017, Bosphorus Sanat Gazetesi, Eylül Sayısı s.17, “Ebru Dede Suyun Hayali Resim Sergisi”
2017, Moon Life Dergisi, Eylül Sayısı s.118-119, “Ebru Dede Suyun Hayali Kişisel Sergisi”
2017, Bonne Vie Dergisi, Mart Sayısı s.161 “Ebru Dede, Sanatın Dili Kelimeleri Aşar”
2017, Sibel Doğan ile Sanata Yön Verenler Programı, Business Channel Turk TV
2014, Sanat Arası Programı Röportaj, TRT HD, “Nesneden Özneye Sergisi”, Pera Sanat Galerisi
2014, Sergi Haberi “Aşkın Ritminde Sergisi Bahariye Sanat’ta” Bosphorus Sanat Gazetesi. Mayıs, s4
2014, Sergi Hakkında. “Ebru Dede Sergisi Bahariye’deydi” Bosphorus Sanat Gazetesi. Haziran, s.15
2014, “Dünya Sanatçıları Basın Müzesinde”. Bizim Gazete. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti. 11.02.2014.
Ödüller:
2008 Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Birincilik