Banu Taşkent

”Her tuval bir evren benim için.”

1. Sanat anlayışınızdan bahseder misiniz?

Geometrik soyutlama, Opart ve Evren Tasarımını birleştirerek kapılar oluşturmaktayım. Bu kapıların ardında ise o an hayal ettiğim asıl evim, yani doğa vardır. Klasik ve güncel olanı birbiriyle bağdaştırıp yeni bir görsel deneyim sunmaktayım. Açtığım kapılar gitmek istediğim ya da kendi hayalimde olan manzaralara açılır. Bu yüzden eser isimleri, resmin bittiği saat ve dakikadır. Çünkü, o an resmin içinde, kendi manzaramda bulurum kendimi.

Banu Taşkent, ‘17.05’ Tuval Üzeri Akrilik ve Yağlı Boya, 25x25cm, 2020,

2. Yaratımınızı tetikleyen kaynak nedir?

Doğa başlı başına bir ilham kaynağıdır ve bulutlara baktığınızda bile kendi yaratımlarınızı çıkarabilirsiniz. Geometrik formlar ise çocukluğumdan beri benim için oyun olmuştur. Bir süre sonra baktığım yerler, oval dahi olsa benim için köşeli, renk geçişlerini görebildiğim objeler olmuşlardır. Bu yüzden yaratımımı tetikleyen ve destekleyen şeyler evrenin tümü olmuştur.

3. Kendi açınızdan baktığınızda resim yapmak bir çatışma mı yoksa uyum mudur?

İç dünyanızda yeteri kadar çatışma yaşadıysanız, o sizin artık uyumunuz olmuştur. Kendimi bildim bileli bir çatışmanın içerisindeyim. Belki de bu yüzden iki alakasız sanat anlayışını bir arada kullanmaya itilmişimdir. Bu çatışma kendi uyumumu sağlamamı yakaladı.

Banu Taşkent, ‘12.21’ Tuval Üzerine Yağlı Boya, 100x100cm, 2020

4. Gerçeklik kavramı sanat anlayışınızda ne kadar yer kaplıyor?

Gerçeklik somut olarak mı değerlendirilmelidir. Resim yaparken düşündüğüm, fırçamdan çıkan her bir darbe, benim için gerçektir. Eğer akademik açıdan bakacak olursak resimlerim için gerçeklikten söz edilemez. Fakat ben yaptığım resimlerde kendi gerçekliğimi yaratıyorum ve gerçek oluyor. Kendi açımdan bakacak olursak resimlerim %100 gerçek.

5. Eserleriniz hayatın bir parçası olsaydı nerede olurdu?

Sadece eseri bitirdiğimde değil her zaman resimlerimin içinde hissetmek zirvede yaşamama neden olabilirdi. Fakat zirve rahatsız edici olabilirdi. Verdiği tokluk ve dinginlik sanatımı icra etmeme engel olabilirdi tabii. Şu an için her tuval bir evren benim için. Bir kaçında tıkılıp kalmak istemezdim.

Banu Taşkent, ‘05.41’ Tuval Üzeri Akrilik ve Yağlı Boya, 25x25cm, 2020,

6. Sizce yaratıcılık bir başlangıç mı yoksa sonuç mudur, açıklar mısınız?

Zihnimizde bir şeyler yaratmadan hiç bir işe başlayamayız. Gözlem, yaratıcılık ve başlangıç diye sıralayabilirim. Yaratmadan başlarsak o resim muhtemelen bir fotoğraf karesinin kopyası olacaktır. Zaten resmetmek, önüne koyulanı değil hayalinde yaratığını dışarı çıkarabildiğinde sanat eseri olur.

7. Günümüz dünyasına bakıldığında popüler kültürün etkisini eserlerinizde hissediyor musunuz?

Popüler olan hiç bir şeyden haberim bile olmaz. Hatta bazen bu beni mutlu eder. İnsan ister istemez gördüklerinden etkilenir. Etkilenmediğini düşünse de bilinç altı çoktan almıştır hafızaya. Bu yüzden popüler olan hiçbir şeyle ilgilenmemek resimlerimi sadece Banu olarak çıkarmama neden olur.

Banu Taşkent,‘22.09’ Tuval Üzeri Yağlı ve Akrilik Boya, 100x100cm, 2020

8. Toplumsal dünyanın sanat anlayışınızda etkisini olduğunu düşünüyor musunuz?

Kapılarımı insanlardan kaçmak için kullandığım da olmuştur. Etki denebilir mi bilemiyorum. Fakat dünya ve toplumdan bunaldığımda, tuvallerime atarım kendimi. Sanırım toplumsal dünya sadece, beni daha fazla sanatıma itip, daha fazla dünyadan uzak işler çıkarmamı sağlamıştır.

9. Estetiğin güncel söylemi sizce nedir?

Estetiğin güncel söylemi (benim için çok farklı olmakla birlikte ) şudur ki: piyasa olan, herkesi tek bir kalıba sokan, toplumda isim yapmış kişilerin kullandığı, düşündüğü,yaptığı her şeydir. Günümüz insanında yeni bir şey üretmek ya da güzeli aramak yerine, taklit etme özelliği gelişmiş olduğundan, maalesef durum budur. Benim için ise estetik hissetmektir. His estetiktir.

Banu Taşkent, ‘13.48’ Tuval Üzerine Akrilik Boya, 100x100cm, 2020

10. Türkiye’ de kadın sanatçı olmak sizin için ne ifade ediyor?

Türkiye’ de kadın olmak zor. Kadın sanatçı olmak ise imkansızı başarmak demektir. Aslında dünyada da kadın sanatçı olmak zordur. Erkek egemenliğinin olduğu bir dünyada, Frida bile Diego ile bilinir. Türkiye de Şükran Moral erkek egemenliğine karşı çıkan işleriyle bilinir. Yani çoğu kadın sanatçımız ya magazinsel ya da kadını haklarını savunarak tanınmaktadır. Türkiye de çoğu kadın sanatçı,özgür bir düşünce tarzıyla sanata başlayamıyor. Hep yoldan engel kaldırma çabası içerisindeyiz. Bu ülkede kadınların gerçekten sanatlarını icra edebilmeleri için, kadına yapılan baskı, şiddet ve sanki her şey kadının görevi gibi düşünülmesini engellemeliyiz. Erkek egemen olamasa Şükran Moral’in işlerini bir düşünsenize. Ne kadar ufuk açan, el değmemiş fikirlere imza atardı. Ucu bucağı olmayan hayal dünyasını böyle şeyler için kullanmak zorunda kalmazdı. Cesur sanatçı yerine, dahi sanatçı olurdu. Ama biz dahi olmak yerine eften püften saçma salak toplumun dayatmalarıyla oyalanıyoruz.

 

18 Şubat 1989’da, Ankara’da doğdu. İlk ve Orta öğreniminin ardından, 2010 yılında Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Resim Bölümü’nü kazandı. 2014 yılında şeref öğrencisi olarak diplomasını aldı.2016 yılında Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Resim Bölümü – Lisansüstü Eğitimine başladı. 2019 ‘da ise buradan mezun oldu. Bir çok karma sergi, fuar ve çalıştaya katıldı. Bu sergilerden bazıları,

PlatformArmoni Sanat Galerisi Genç Sanatçılar Karma Sergisi – 2016,

Artankara 2017- 2018- 2019,

TÜYAP Sanat Fuarı 2018,
Hacettepe Üniversitesi Avrupa’da sergisi – Bosna – 2014,

Euroexpo İtalya 2018,

Arda Sanat Galerisi Karekod Sergisi 2018,

Ankara Sanayi Odası ve Mersin Sanayi Odası Genç Ressamlar
2018-2019 sergileri,

2020 – Platform A- Yunus Ensari resim yarışması sergileridir.

2020′ de ise Galeri Kambur’ da ilk kişisel sergisini gerçekleştirmiştir.
Eserlerinde, tuval üzerine bir portal (başka dünyaya geçiş kapısı) açarak hayal-gerçek arası gezintiyi amaçlar. İzleyiciye, yarattığı kapının ardında kendi dünyasının bir kısmını sunar. Eser isimleri ise, resmin bittiği saat ve dakikadır. Birçok gazete, dergi ve internet üzerinden gerçekleştirilmiş röportajları bulunmaktadır. Sanatçı, çalışmalarına atölyesinde devam etmektedir.

Banu Taşkent, ‘11.18’ Tuval Üzeri Akrilik ve Yağlı Boya, 30x30cm, 2019
Banu Taşkent, ‘13.18’ Tuval Üzerine Yağlı ve Akrilik Boya, 100x80cm, 2019
Banu Taşkent, ‘19.42’ Tuval Üzeri Akrilik ve Yağlı Boya, 25x25cm, 2020
Banu Taşkent,‘08.52’ Tuval Üzeri Akrilik ve Yağlı Boya, 25x25cm, 2020
Banu Taşkent, ‘18.55’ Tuval Üzeri Akrilik ve Yağlı Boya, 150x150cm, 2018

 

 

Similar Posts

yorum yap

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

%d blogcu bunu beğendi: