” Piyasa için her şey, temiz ve güzel bir kılıfa
sokularak pazarlanabilir bir mala
dönüştürülmekte.”
1. Sanat anlayışınızdan bahseder misiniz?
Sanat anlayışımı betimleyen net kurallar veya sınırlarlar yok. Esnek, bireyselci bir bakış açım var.
2. Yaratımınızı tetikleyen kaynak nedir?
Üretimimi tetikleyen temel kaynak tabi ki düş gücüm. Düş gücümüyse etkileyen temel kaynaklardan ikisiyse sinema ve kitaplar.

3. Kendi açınızdan baktığınızda resim yapmak bir çatışma mı yoksa uyum mudur?
Bence resim yapmak benim için bir uyum ve rahatlama. Ama dönem dönem kararsızlıklarım ve çatışmalarım da oluyor.
4. Gerçeklik kavramı sanat anlayışınızda ne kadar yer kaplıyor?
Bu gerçekliği nasıl ele aldığımıza göre değişir ama gerçekliği bir yansıma olarak da ele almak kapsam içinde ise , gerçekliğin üretiminde yer kapladığını söyleyebilirim ancak benimki fotorealizm gibi bir gerçeklik anlayışı değil.

5. Eserleriniz hayatın bir parçası olsaydı nerede olurdu?
Eserlerim zaten benim için hayatımın bir parçası, yaşantımın, hayallerimin özeti diyebilirim.
6. Sizce yaratıcılık bir başlangıç mı yoksa sonuç mudur, açıklar mısınız?
Bence yaratıcılık ne bir başlangıç ne de bir son, devingenlik içeren bir üretim süreci.
7. Günümüz dünyasına bakıldığında popüler kültürün etkisini eserlerinizde hissediyor musunuz?
Popüler kültürden kaçınmaya çalışsam da üretimimdeki popüler kültür etkisini yer yer fark ediyorum. Ama bazı çalışmalarımda pop art anlayışındaki gibi popüler kültürü bilinçli olarak merkeze koyuyorum.

8. Toplumsal dünyanın sanat anlayışınızda etkisini olduğunu düşünüyor musunuz?
Toplumsal hayattan kaçmak bence zaten bizim tercihimize bağlı değil ve bu toplumun bir parçası olan bizlerin üretimlerinde toplumsal yapının izlerini görmek oldukça doğal bir durum.

9. Estetiğin güncel söylemi sizce nedir?
Estetiğin güncel söylemi üzerine bir tanım yapmak oldukça zor. Özellikle postmodernizmin başlamasıyla tanımların büyük ölçüde yadsındığı bir dönem içine girdik. Ancak Hegel’in başlattığı, Arthur Danto’nun geliştirdiği ve George Dickie’nin devam ettirdiği “Sanatın Tanımı” çerçevesiyle estetiği tanımlamaya çalışırsam, estetik; yaşanılan çağa ve kültüre göre değişen ,hatta aynı dönemde ve aynı kültür içinde yetişmiş kişilerce bile farklı tanımlanabilen, nesnel bir tanımı olamayan değişken bir kavramdır.
10. Türkiye’ de kadın sanatçı olmak sizin için ne ifade ediyor?
Öncelikle kendimi sanatçı olarak tanımlamıyorum. Geleneksel sanatçı tanımının artık geçerliliğini kaybetmeye başladığını düşünüyorum, bunun yerine belki hem tasarımcılığı hem de güncel “SANAT” anlayışı bağlamında sanatsal üretimi kapsayan bir sıfat bulunabilir. “Kadın sanatçı” nitelemesine ise daha da uzak hissediyorum, cinsiyete bağlı tanımların oldukça tartışmalı olduğu şu dönemde “kadın” kavramı benim için biyolojik bir nitelemeyi geçmiyor. Dolayısıyla zaten kendimi “kadın sanatçı” olarak atfetmiyorum ve artık içi boşalmış bir niteleme olduğunu düşünüyorum.


Yeni Temiz ve Güzel Manifesto
Kapitalizm bize tertemiz bir dünya sunmaktadır. Ürünlerin en yenileri, en temizleri hızla üretilmekte ve evimize, hayatımıza girmektedirler. Evlerimiz özgünlükten, bizim olmaktan uzak, medyada gördüklerimizin kopyası haline getirilmiştir. Bize temizliği, huzuru ve lüksü getiren bu ürünlerse, çevreyi kirleten fabrikalardan çıkmakta ve değişen moda doğrultusunda yenilenmektedir. Eskinin çöpe atılmasıyla aldığımız ürünler doğaya çöp olarak dönmektedir. Özetle çöp üretip, çöp alıp, sonuç olarak doğayı daha çok çöplüğe çeviren bir sistem kurulmuştur. Genel anlamda ise bu fabrikalarda çalışan işçiler ürettikleri ürünleri kullanma hakkına erişemeden, yoksul bir hayat sürmektedirler.
Temizlik ve güzellik iki yüzlü bir kavrama dönüşmüştür. Güzellik için kullanılan kozmetik ürünleri ve temizlikte kullanılan kimyasallar, hayvanlar üzerinde test edilerek piyasaya sürülmektedirler. Tatları yapay yollarla, insan sağlığına zararlı olacak şekilde geliştirilen gıdalar “güzel” olarak sunulmakta, ama yaşam süremizi ve hayat kalitemizi düşürmektedirler.
Piyasa için her şey, temiz ve güzel bir kılıfa sokularak pazarlanabilir bir mala dönüştürülmekte. Artık kredi kartı limitsizce, dünya çöp yığınına dönüşünceye dek, kendimize tüm kötülüklerden uzak, temiz bir ütopya satın alabilir ve modası geçtiğinde de yenisini sipariş edebiliriz.
ASLIHAN KAYA KİMDİR ?
1993 Doğumlu olan Aslıhan Kaya, 2011 yılında Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’ nü kazanmış, 2018 yılında Erasmus programı ile Wissenschaft und Kunst / Hildesheim Üniversitesi Tasarım Fakültesi Grafik Bölümü’nde eğitimini tamamlamıştır. 2018 yılında Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Resim Anasanat Dalında Yüksek lisans programına devam etmektedir.
Sergiler ve Çalıştaylar:
2013 3. Figür Karma Sergisi (Anadolu Ün. Güzel Sanatlar Galerisi
2014 İrfan Önürmen Çalıştayı
2015 Tayland – Türkiye-Sanat – Toplantı – Röportaj – Çalıştay / Anadolu Üniversitesi, 19-23 Ekim
2015 Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi 30.Yıl Öğrenci Sergisi
2015 Julia Morrisroe Çalıştayı
2015 Yeni ve Karışık Sergisi (Anadolu Ün. Güzel Sanatlar Galerisi)
2016 ON’LAR Anadolu Üniversitesi Resim Bölümü Mezuniyet Sergisi 2016 “gibi” Resim Sergisi (Eskişehir Devlet Güzel Sanatlar Galerisi
2017 Klasikten Moderne Ustaları Saygı Sergisi – Still Life Sanat Galerisi
2019 Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Resim-Seramik Yüksek Lisans Sergisi (Zeynep Sanat Galerisi)
2020 ARTANKARA 6. Çağdaş Sanat Fuarı